TÜRK HAVA KURUMU ÜNİVERSİTESİ

Bu kategorideki yorumlar, üniversitenin adalet ve vefa duygusunu sorgulatan iki önemli olaya odaklanmıştır. Soma maden faciasında hayatını kaybeden bir madencinin kızına verilen eğitim bursu sözünün tutulmaması, öğrenciler ve kamuoyu tarafından 'vefasızlık' ve 'alçaklık' olarak nitelendirilerek büyük bir tepkiyle karşılanmıştır. Ayrıca, yabancı öğrencilere cömert burslar verilirken Türk öğrencilerden yüksek ücretler talep edilmesi ve onların ikinci sınıf vatandaş gibi hissettirilmesi de adaletsizlik olarak görülmektedir.

Akademik kalite konusunda ciddi bir kutuplaşma göze çarpmaktadır. Bir yanda, özellikle 2015 gibi erken dönemlerde yapılan yorumlarda, NASA'da çalışmış bölüm başkanı veya ASELSAN yönetim kurulu başkanının ders vermesi gibi örneklerle eğitim kadrosunun yetkinliğine övgüler düzülmüş ve okulun 'havadaki Bilkent' olacağı umudu dile getirilmiştir. 2023 tarihli bir yorum da eğitim kalitesinin 'çok yüksek' olduğunu belirtmektedir. Diğer yanda ise bu olumlu tabloyu tamamen tersine çeviren eleştiriler mevcuttur. İngilizce bilmediği halde İngilizce ders anlatmaya çalışan hocaların varlığı, danışman hocaların öğrencileri terslemesi ve tanıtım günlerinde dahi sorulara 'bilmiyorum' yanıtını veren öğretim üyeleri gibi şikayetler, akademik kadronun tutarsız bir profilde olduğunu göstermektedir. Özellikle pilotaj eğitiminde 'sadece sadistlik öğretildiği' gibi sert bir eleştiri de bulunmaktadır.

Üniversitenin maddi konulara yaklaşımı sert bir şekilde eleştirilmektedir. Yorumlarda okulun 'öğrencilerini müşteri gibi gördüğü' ve 'nasıl daha fazla para koparabilirim diye uğraştığı' algısı hakimdir. Özellikle pilotaj bölümünün yüksek ücretleri (100.000 Dolar gibi rakamlar telaffuz edilmiştir), yıllık ücretin üzerine eklenen 'uçuş parası, uçak bakım parası' gibi beklenmedik masraflar ve yaz okulu ücretlerine yapılan %60'lık fahiş zamlar şikayet konusu olmuştur. Yabancı öğrencilere burs verilirken yerli öğrencilerden yüksek ücret alınması da adaletsizlik olarak görülmektedir. Son olarak, fahiş yıllık zam oranları (%104 gibi) da ciddi bir eleştiri noktasıdır.

Derslerle ilgili sınırlı sayıda ancak dikkat çekici bir eleştiri bulunmaktadır. 2021 tarihli bir yoruma göre, bölümü İngilizce olmayan öğrencilere dahi mesleki İngilizce dersi için pahalı bir kitabın zorunlu tutulması ve kitabın içindeki online kod olmadan ödevlerin yapılamaması, öğrencilerin yüzlerce liralık ek masrafa sokulması olarak görülmüş ve sert bir dille eleştirilmiştir. Bu durum, okulun öğrenciyi bir gelir kapısı olarak gördüğü algısını güçlendirmektedir.

Üniversitenin askeri bir bölgede yer alması, güvenlik açısından olumlu bir özellik olarak görülmektedir. Yorumlarda kampüsün 'Türkiye'nin en güvenli üniversitesi olabileceği' belirtilmiştir. Ancak bu durumun bir dezavantajı da vardır; metro durağı çıkışında bir asker tarafından karşılanmak ve her girişte askerle muhatap olmak zorunda kalmak, öğrenciler tarafından bir sorun olarak dile getirilmiştir. Öğrenci ailelerinin bile kampüse alınmaması bu denetimin katı olduğunu göstermektedir.

Kampüs yapısı ve konumu hakkında yapılan yorumlar genellikle olumsuz veya beklentisiz bir tavır sergilemektedir. Okulun Etimesgut'ta, Şaşmaz Oto Sanayi'nin arkasında yer alması ve çevresinde hiçbir sosyal mekan (kafe, market vb.) bulunmaması en sık tekrarlanan şikayetlerdir. Kampüs, 'kışlayı andıran', 'hangar bozması', 'eski ve bakımsız' gibi ifadelerle betimlenmiştir. Sosyal imkanların zayıflığı, kütüphanenin yetersizliği ve 7/24 yaşayan bir kampüs olmaması da vurgulanmıştır. Olumlu olarak belirtilen tek özellikler ise kampüsün askeri bir alanda yer alması nedeniyle geniş ve güvenli olması ile kendine ait bir uçak pistinin bulunmasıdır. Bir öğrenci bu durumu, 'tek olayı askeri pist ile ortak olması ve uçak, helikopter vs inip kalkması' şeklinde özetlemiştir.

Kampüs içi ulaşımla ilgili tek yorum, otopark etiketleriyle ilgilidir. 2017 tarihli bir yoruma göre, bir dönem uygulanan otopark etiketi zorunluluğunun daha sonra kalktığı ve bu meselenin bir sorun olmaktan çıktığı belirtilmiştir. Bu konuda başka bir olumlu veya olumsuz yoruma rastlanmamıştır.

Üniversite, özellikle 2017 ve sonrasında ciddi siyasi iddialar ve skandallarla anılmıştır. En çarpıcı iddia, rektörlük kontenjanı kullanılarak aralarında milletvekilleri, cumhurbaşkanlığı personeli ve medya mensuplarının da bulunduğu bazı siyasi figürlere 'sahte diploma' verildiği yönündedir. Bu iddiaların mecliste araştırılmasının iktidar partisi oylarıyla reddedilmesi, eleştirilerin dozunu daha da artırmıştır. Ayrıca, FETÖ bağlantısı iddiaları ve kayyum atanması gibi konular da üniversitenin siyasi çalkantılarla iç içe olduğunu göstermektedir.

Sosyal yaşam, üniversitenin en zayıf karnı olarak nitelendirilmektedir. Yorumların neredeyse tamamı, kampüste sosyal hayatın 'sıfır' veya 'zayıf' olduğu yönündedir. Öğrenci topluluklarının sosyalliği canlandırmaya çalıştığı ancak genel olarak 7/24 yaşayan bir kampüs hayatının olmadığı, hatta bahar şenliklerinin bile düzenli yapılmadığı (bir öğrenci 6 yılda sadece 1 şenlik gördüğünü belirtmiştir) vurgulanmaktadır. Bir öğrencinin 'kafa dengi bir insan bulamamak beni her gün öldürüyor' şeklindeki dramatik ifadesi, sosyal izolasyonun ne denli derin yaşanabildiğini göstermektedir. Olumlu olarak bahsedilen tek konu, düzenlenen bir satranç turnuvasının başarılı geçtiğidir.

Teknolojik altyapı, özellikle online eğitim sürecinde ciddi eleştiriler almıştır. 2020'deki pandemi döneminde ALMS adlı uzaktan eğitim sistemine dersler başlamasına rağmen hiçbir öğrencinin giriş yapamaması, derslerin ertelenmesine neden olmuştur. Öğrenci e-posta sisteminde yaşanan şifre ve giriş hataları da bir başka sorun kaynağıdır. Bilgi işlem müdürlüğünün bu sorunlara çözüm üretmek yerine geri dönüş yapmaması, öğrencileri kendi başlarına bırakmıştır. Daha eski bir yorumda ise okulun geliştirdiği iddia edilen insansız hava aracının teknolojisi 'model uçağa kamera takmaları 6 aylarını almış' şeklinde küçümsenerek eleştirilmiştir.

Üniversitenin konumu nedeniyle ulaşımın sorunlu olduğu birkaç yorumda dile getirilmiştir. Özellikle Ankara'nın merkezi yerlerinden (örn: Çankaya) gelen bir öğrencinin günde bir saatinin yolda geçtiği belirtilmiştir. Banliyö treni (Başkentray) ile Hava Durağı'nda inilerek ulaşılabileceği bilgisi de paylaşılmıştır. Genel kanı, ulaşımın zaman alıcı ve zahmetli olduğu yönündedir.

Üniversitenin uluslararası profili ve yabancı dil eğitimi konusunda karışık bir tablo çizilmektedir. Okulun uluslararası işbirlikleri olduğu ve çok sayıda yabancı öğrenciye (özellikle Afrika ve Orta Doğu'dan) ev sahipliği yaptığı belirtilmektedir. Ancak bu durum, bazı Türk öğrenciler tarafından olumsuz karşılanmakta ve kendilerinin ikinci plana atıldığı hissine yol açmaktadır. Özellikle son yıllarda Hintli öğrencilerin yoğunluğu ve bu durumun yarattığı kültürel çatışma, sert eleştirilere neden olmuştur. Pilot olmak için havayolu şirketlerine başvuruda TOEFL'dan 90 alma şartı gibi gereklilikler, dil eğitiminin önemini göstermekle birlikte, okulun kendi içindeki İngilizce eğitiminin kalitesi (ders anlatamayan hocalar gibi) sorgulanmaktadır.

Yemekhane ve kantinle ilgili yorumlar çelişkilidir ve zamana göre farklılık göstermektedir. 2021 tarihli bir yoruma göre kantin ve yemekhane 'aşırı derecede pahalı'dır ve çevrede alternatif olmamasından dolayı öğrenciler bu fiyatlara mecbur bırakılmaktadır. Buna karşın, 2022'de yapılan bir gözlemde ise yemek fiyatlarının 'gerçekten ucuz ve kaliteli' olduğu belirtilmiştir. Bu durum, fiyat politikasının zaman içinde değişmiş olabileceğini veya kişisel algıların farklı olduğunu düşündürmektedir.

Verilen metinlerde üniversitenin kendi yurtları veya barınma imkanlarına dair doğrudan bir öğrenci yorumuna rastlanmamıştır. Yalnızca bir adet reklam içerikli yorumda, özel bir kız yurdunun okula tek vasıta ile ulaşım imkanı sunduğu belirtilmiştir. Bir öğrencinin de kampüs içinde yurt olup olmadığını sorduğu görülmektedir.

Üniversitenin imajı, kuruluşundan bu yana ciddi şekilde yara almıştır. Başlangıçta Türkiye'nin tek havacılık üniversitesi olmasıyla yarattığı olumlu beklenti, zamanla yerini büyük bir hayal kırıklığına bırakmıştır. Yorumlarda 'tırışkadan', 'pişmanlıktır', 'üniversitemsi oluşum' ve 'kocaman bir bok çukuru' gibi son derece olumsuz ifadeler sıkça kullanılmaktadır. İmajını en çok zedeleyen olaylar arasında; YÖK tarafından öğrenci alımının durdurulması, diploma verme yasağı getirilmesi, siyasiler ve bürokratlara 'parayla ve sahtekarlıkla' diploma verildiği iddiaları, nepotizm ve yolsuzluk söylentileri ile eleştirel yorumları sildirme (sansür) girişimleri bulunmaktadır. Öğrencilerin parasıyla ayakta durup onlara değer vermediği ve sadece bir para kapısı olarak gördüğü algısı da oldukça yaygındır. Bu olumsuzluklar, okulun adını 'tercihlerinizin arasında bile olmaması gereken bir okul' kategorisine sokmuştur.

İdari personel ve birimlerin performansı, üniversite hakkındaki en yoğun ve en olumsuz şikayetlerin merkezinde yer almaktadır. Yıllar boyunca farklı öğrenciler, hatta bir akademik personel tarafından yapılan yorumlar, öğrenci işleri, mali işler gibi birimlere telefonla ulaşmanın 'imkansız' olduğunu, e-postalara cevap verilmediğini ve yüz yüze görüşmelerde ise 'lütfedip ilgilenmelerinin beklendiğini' göstermektedir. Bir velinin 'hayalet üniversitemi burası' diye sorması ve bir nakliyat şirketinin kendi telefon numaralarının yanlışlıkla üniversitenin iletişim bilgisi olarak verilmesinden dolayı öğrenci telefonlarına bakmak zorunda kalması, idari birimlerdeki kaos ve ilgisizliğin boyutunu trajikomik bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu durum, okulun en kronik ve çözülemeyen sorunu olarak öne çıkmaktadır.

İş ve kariyer fırsatları, özellikle pilotaj bölümü özelinde, ciddi sorunlar ve hayal kırıklıklarıyla anılmaktadır. En büyük şikayet, pilotaj bölümü öğrencilerinin 4 yıllık eğitimi tamamlamalarına rağmen 'gerekli uçuş saatini tamamlayamadığı için mezun olamaması'dır. Bu durumun öğrencileri ve velileri isyan ettirdiği, hatta bazı öğrencilerin uçuşlarını tamamlamak için yurt dışına gönderildiği belirtilmiştir. Bir öğrenci, mezuniyetin 'Tıp okur gibi 6-7 senede' ancak bittiğini söyleyerek bu süreci eleştirmiştir. Buna karşın, pilotluk eğitimini tamamlayanların 25 bin TL gibi yüksek maaşlarla işe başlayabileceği ve yatırdıkları parayı kısa sürede çıkarabileceği de ifade edilmiştir. Ancak genel kanı, özellikle pilotaj bölümünün vaatlerini yerine getiremediği yönündedir.

Üniversitenin Ankara'daki konumu ve öğrenci profili, şehir yaşamıyla etkileşimini olumsuz yönde etkilemektedir. Okulun Etimesgut-Şaşmaz Sanayi bölgesinde, merkezden uzak bir konumda olması, öğrencilerin şehir hayatından kopuk bir üniversite deneyimi yaşamasına neden olmaktadır. Bir öğrencinin, 'iğrendiğim, kaçmaya çalıştığım tipteki tüm bu insanlar bu okula toplanmış gibi' şeklindeki ifadesi, okulun sosyal çevresinden duyduğu rahatsızlığı ve uyum sorununu gözler önüne sermektedir. Sincan-Etimesgut sokaklarında artan yabancı uyruklu öğrenciler de bir başka yorumda dikkat çekilen bir konudur.