TARSUS ÜNİVERSİTESİ

Üniversitede adalet ve eşitlik algısı, özellikle bir mahkeme dosyasına dayandırılan detaylı yorumla son derece olumsuz bir görünüm sergilemektedir. Sayıştay raporlarına da atıf yapılarak, akademik kadro alımlarında "kişiyi tanımlamaya yönelik" ve "adrese teslim" ilanlar açıldığı, eş-dost ve akraba ilişkilerinin (nepotizm) yaygın olduğu iddia edilmektedir. Bu duruma ek olarak, bir öğrenci "öğrenci ayrımı yapılıyor resmen adam kayırılıyor" diyerek kayırmacılığın öğrenciler arasında da hissedildiğini belirtmiştir. Bu ciddi iddiaların karşısında, üniversitenin "kalite ve liyakati" ölçü aldığına dair yapılan tek bir olumlu yorum, mevcut eleştirilerle büyük bir tezat oluşturmaktadır.

Akademik kadro ve eğitim kalitesi, üniversite hakkındaki en çelişkili ve kutuplaşmış konudur. Yorumların bir kısmı, özellikle 2021-2022 döneminde, akademik kadronun "donanımlı", "ilgili", "kaliteli" ve "liyakat sahibi" olduğunu vurgulamaktadır. Ancak daha güncel ve detaylı yorumlarda, tam tersi bir tablo çizilmektedir. Bu eleştirilerde hocalarda "ego", "gereksiz trip" ve ilgisizlik gibi sorunlar dile getirilirken, bazı bölümlerde verilen eğitimin pratik hayatta karşılığı olmadığı ve "boşuna okunduğu" hissiyatı öne çıkmaktadır. Özellikle pandemi sürecindeki uzaktan eğitimde yaşanan acemilikler ve akademik atamalardaki liyakatsizlik iddiaları, eğitim kalitesine yönelik en ciddi eleştirileri oluşturmaktadır.

Verilen metinlerde bu konu hakkında herhangi bir yoruma rastlanmamıştır.

Derslerin işlenişi ve içeriği hakkında sınırlı sayıda yorum bulunmaktadır. Olumlu olarak, Kimya ve Ebelik gibi bazı bölümlerdeki uygulama ve ilgi seviyesinden memnuniyet dile getirilmiştir. Olumsuz tarafta ise özellikle pandemi döneminde yaşanan uzaktan eğitim sorunları öne çıkmaktadır. Öğrencilerin derslere eklenmemesi, sınavlara girememesi gibi teknik ve idari aksaklıklar en belirgin şikayetlerdir. Uluslararası Ticaret ve Lojistik gibi bazı bölümlerin içeriğinin ise kariyer için yetersiz kaldığı yönünde ciddi bir eleştiri mevcuttur.

Güvenlik ve denetim konusunda iki farklı bakış açısı mevcuttur. Bir öğrenci, güvenlik personelinin "çok anlayışlı" ve "yardımcı" olduğunu belirterek olumlu bir deneyim aktarmıştır. Diğer yandan, bir başka yorumda okulun denetim anlayışı "lisedeki disiplini üniversiteye uyarlayan bir okul" şeklinde eleştirilerek, aşırı ve gereksiz bir sıkılık olduğu ima edilmiştir.

Kampüsün fiziki yapısı ve konumu hakkında zıt görüşler bulunmaktadır. Olumlu yorumlar, kampüsün baraj gölü manzarasına sahip, sakin, yeşil ve doğa ile iç içe bir konumda olmasına odaklanmaktadır. Binaların yeni ve temiz olduğu da belirtilmiştir. Olumsuz yorumlar ise kampüsün sosyal donatılar açısından yetersizliğine vurgu yapmaktadır. Öğrencilerin oturup kahve içebileceği veya ders çalışabileceği alanların eksikliği, kötü spor sahaları ve sürekli bir tadilat hali eleştirilmiştir. Ayrıca, Organize Sanayi Bölgesi'ndeki fakültenin konumu "çok kötü ve uzak" olarak nitelendirilmiştir.

Kampüs içi ulaşım hakkında çok az yoruma rastlanmıştır. Tek somut eleştiri, otopark düzenlemesiyle ilgilidir. Ana girişin yanında otopark bulunmaması ve otoparka ulaşmak için başka bir girişten girip tekrar ana girişe yürüme zorunluluğu bir sorun olarak belirtilmiştir. Kampüsün genel olarak küçük olduğu algısı nedeniyle, bu konunun büyük bir problem teşkil etmediği düşünülebilir.

Yorumlar arasında doğrudan siyasi bir tartışma yer almamakla birlikte, bir yorumda üniversitedeki bir kadro ilanının zamanlaması siyasi bir olaya bağlanmıştır. 2023 genel seçimlerinden iki gün önce açılan bir doçentlik ilanının "adrese teslim" olduğu iddiası, üniversite kararlarının siyasi takvimle ilişkili olabileceğine dair bir imada bulunmaktadır.

Kampüsteki sosyal yaşam ve etkinlikler hakkında zıt görüşler bulunmaktadır. Bir öğrenci, okulda "kültür yok, etkinlik yok" diyerek sosyal hayatın zayıflığından şikayet ederken, diğer yorumlarda üniversitenin etkinlikler düzenlediği ve bu sayede güzel anılar biriktirilebileceği belirtilmiştir. Bir mezun ise okulun tek iyi yanının "birkaç tane iyi dost" edinmek olduğunu söyleyerek sosyal çevrenin kişisel çabayla oluştuğunu ima etmiştir.

Teknolojik altyapı konusunda hem olumlu hem de olumsuz geri bildirimler bulunmaktadır. Olumlu olarak, bir doktora öğrencisi kimya laboratuvarı imkanlarından memnun olduğunu belirtirken, bir başka öğrenci de okulun internet hizmetini "gayet güzel" bulmuştur. Olumsuz olarak ise özellikle pandemi dönemindeki uzaktan eğitim sürecinde kullanılan "Classroom" gibi sistemlerde yaşanan sorunlar, öğrencilerin derslere ve sınavlara erişememesi gibi problemler öne çıkmıştır. Bu durum, altyapının belirli alanlarda iyi olmasına rağmen, kriz anlarında veya genel öğrenci sistemlerinde yetersiz kalabildiğini göstermektedir.

Kampüse ulaşım, en sık ve en sert şekilde eleştirilen konuların başında gelmektedir. Yorumların büyük çoğunluğu, ulaşımın "işkence", "aşırı kötü" ve "sıkıntılı" olduğu yönündedir. Kampüsün "dağın başında" bir konumda olması, tek bir otobüs hattına bağımlı kalınması, otobüslerin özellikle akşam saatlerinde çok seyrek olması ve aşırı kalabalık yaşanması temel şikayetlerdir. Mersin'den gelip giden bir öğrenci, tren ve otobüsle yapılan aktarmalı yolculuğun yaklaşık bir saat sürdüğünü ve dönüşte 45 dakika otobüs beklemenin normalleştiğini aktarmıştır. Bu konuda yapılan birkaç olumlu yorum ise genel şikayetlerle çelişmektedir.

Verilen yorumlarda, üniversitenin sunduğu uluslararası fırsatlar veya yabancı dil eğitiminin kalitesine dair doğrudan bir bilgi bulunmamaktadır. Yalnızca bir mezun, kendi bölümünü okumak isteyenlere Tarsus Üniversitesi yerine "burslu kazanabiliyorsanız Çağ Üni. de okuyun ing olarak bu bölümü" tavsiyesinde bulunmuştur. Bu tavsiye, dolaylı olarak Tarsus Üniversitesi'nin İngilizce eğitim veya uluslararası rekabetçilik konusunda daha zayıf bir seçenek olabileceğini ima etmektedir.

Yemek ve kantin hizmetleri konusunda çelişkili yorumlar mevcuttur. Kantin fiyatlarının tekel olmasından dolayı "çok yüksek" olduğu ve bu durumun yeni kantin açılmasına rağmen değişmediği belirtilmiştir. Yemekhane yemekleri ise en sert eleştiriyi almıştır; bir öğrenci yemeklerin "aşırı kötü" olduğunu ve hatta "içinden kurt çıktığını" iddia etmiştir. Bu ağır eleştirinin tam karşısında ise başka bir öğrencinin "yemekhane ve okulun internet hizmeti gayet güzel" şeklindeki olumlu yorumu bulunmaktadır.

Verilen yorumlarda, üniversitenin yurt ve barınma imkanlarına dair doğrudan bir öğrenci deneyimi bulunmamaktadır. Mevcut yorumlar, okula yeni yerleşen veya tercih yapmayı düşünen öğrencilerin yurt kapasitesi, konumu ve okula uzaklığı hakkındaki sorularından oluşmaktadır. Yalnızca bir yorumda genel olarak "yurt sıkıntısı" yaşandığından bahsedilmiş, ancak bu konuda detay verilmemiştir.

Üniversitenin imajı, yorumlar arasındaki en sorunlu ve tartışmalı alan olarak öne çıkmaktadır. Olumsuz imaj, "rezalet", "pişmanlık" gibi keskin ifadelerle ve "her ilçeye bir üniversite" politikasının bir ürünü olduğu yönündeki alaycı eleştirilerle şekillenmektedir. En dikkat çekici yorumlardan biri, belirli bir dönemde yoğunlaşan ve birbirine benzeyen olumlu yorumların samimiyetini sorgulayarak "sanki iyi yorum yapana yüksek not veriliyormuş gibi sezdim" demesidir. Olumlu imaj ise "gelişmekte olan", "geleceğin sayılı üniversitelerinden" gibi genel ve umut vadeden ifadelerle çizilmeye çalışılsa da, bu yorumların özgünlüğü ve inandırıcılığı, yapılan meta-eleştiri nedeniyle gölgede kalmaktadır.

İdari personel ve yönetim anlayışı konusunda da tam bir görüş ayrılığı yaşanmaktadır. Bir grup öğrenci, idari birimlerde ve öğrenci işlerinde "muhatap bulamadığını", görevlilerin "iş bilmez" ve "çözüm odaklı değil" olduğunu, sorunlara "olabilir normal" gibi geçiştirici yanıtlar verdiğini belirterek ciddi şikayetlerde bulunmuştur. Diğer tarafta ise rektörün "iyi, vizyoner birisi" olduğu, idari yönetimin "öğrenciyle sürekli bağlantılı" hareket ettiği ve öğrenci işleriyle rahatlıkla iletişim kurulabildiği yönünde tamamen zıt yorumlar yer almaktadır. Bu durum, idari hizmet kalitesinin kişiden kişiye veya birimden birime büyük farklılıklar gösterdiğine işaret etmektedir.

İş ve kariyer olanakları konusunda yapılan tek detaylı yorum son derece olumsuzdur. Uluslararası Ticaret ve Lojistik bölümünden mezun bir öğrenci, aldığı dört yıllık eğitimin ve diplomanın sektörde hiçbir öneminin olmadığını, bu bölümü okumak yerine 18 yaşında doğrudan bir gümrük firmasında çalışmaya başlamanın daha mantıklı olduğunu savunmuştur. Öğrenci, okuldaki eğitimin pratik hayatta bir karşılığı olmadığını ve staj sürecinde de bir şey öğrenemediklerini belirterek, mezuniyet sonrası kariyer beklentileri konusunda derin bir hayal kırıklığı yaşamıştır.

Yorumlarda öğrencilerin Tarsus'taki sosyal yaşamı, maliyetleri veya öğrenciye yönelik imkanları hakkında doğrudan bir deneyim aktarımı bulunmamaktadır. Yorumlar daha çok Tarsus'un "36 tane şehirden büyük" bir ilçe olmasına ve Mersin'in lojistik alanındaki önemine odaklanarak, üniversitenin bulunduğu şehrin potansiyeline dikkat çekmektedir. Ancak bu potansiyelin öğrenci hayatına nasıl yansıdığına dair bir bilgi yoktur.