MERSİN ÜNİVERSİTESİ

Adalet ve liyakat, üniversite hakkındaki en ciddi ve endişe verici eleştirilerin merkezinde yer almaktadır. Yorumlarda, özellikle akademik ve idari atamalarda nepotizmin (akraba kayırmacılığı) yaygın olduğu, rektörün kendi akrabalarını önemli pozisyonlara getirdiği iddia edilmektedir. Yüksek lisans ve yatay geçiş gibi süreçlerde torpilin ve keyfi uygulamaların etkili olduğu, başarılı öğrencilerin bile haksız yere elendiği yönünde güçlü şikayetler bulunmaktadır. Bu durum, üniversitenin adalet ve fırsat eşitliği sunma konusundaki imajına büyük zarar vermektedir.

Üniversitenin akademik yapısı hakkında yorumlar derin bir çelişki sergilemektedir. Bir yanda, özellikle İletişim, Tıp ve Psikoloji gibi bölümlerde Türkiye ortalamasının üzerinde, nitelikli ve öğrenci dostu hocaların varlığından bahsedilirken, KPSS ve TUS gibi sınavlardaki başarılar da olumlu bir gösterge olarak sunulmaktadır. Diğer yanda ise, özellikle 2015 sonrası yorumlarda, üniversitenin genel başarısının düştüğü, bazı akademisyenlerin egolu ve zorlayıcı olduğu, hatta liyakatsiz atamalar ve torpil iddialarının yaşandığı sert bir dille eleştirilmektedir. Yüksek lisans mülakatlarında alan dışı sorular sorulması ve keyfi elemeler yapıldığı iddiaları, akademik kadroya yönelik güveni sarsan en önemli unsurlardandır. Öğrenciler, "çok değerli bilim insanları" ile "ruh hastası" olarak nitelendirilen hocalar arasında bir seçim yapmanın tamamen şanslarına kaldığını belirtmektedir.

Verilen metinlerde üniversitenin sağladığı burs veya maddi destek olanakları hakkında spesifik bir yoruma rastlanmamıştır. Ancak, bir öğrencinin "bursum olmadığı için benim için 1 dönemin değeri çok fazla" ifadesi, maddi desteğin öğrenciler için önemini dolaylı olarak göstermektedir.

Derslerin zorluğu, üniversite hakkındaki en istikrarlı yorumlardan biridir. Öğrenciler genel olarak okulun kolay olmadığını, "yatarak ders geçmenin mümkün olmadığını" ve özellikle vize-final dönemlerinde uykusuz kalacak kadar yoğun çalışmaları gerektiğini vurgulamaktadır. Bazı bölümlerde derslerin eğitim kalitesine oranla gereksiz yere zor olduğu, ders içerikleriyle sınavlar arasında büyük farklar bulunduğu ve bazı hocaların çok az sayıda öğrencinin geçmesiyle övündüğü gibi ciddi eleştiriler mevcuttur. Özellikle ders kayıt dönemlerinde yaşanan sistemsel sorunlar da öğrencilerin mağduriyet yaşamasına neden olmaktadır.

Üniversitenin güvenlik uygulamaları konusunda çelişkili yorumlar bulunmaktadır. 2013 tarihli bir yorumda, kampüs girişinde sıkı bir kimlik kontrolü yapıldığı ve bunun olumlu bir uygulama olduğu belirtilirken, 2023 tarihli daha güncel bir yorumda ise tam tersine ciddi bir güvenlik zafiyeti olduğu, kampüse herkesin elini kolunu sallayarak girebildiği ve kartlı geçiş sisteminin olmadığı eleştirilmiştir. Bu durum, zaman içinde güvenlik politikalarında bir değişiklik veya gevşeme yaşandığına işaret etmektedir.

Üniversitenin kampüs yapısı, en çok övülen ve beğenilen özelliğidir. Yorumların büyük çoğunluğu, Çiftlikköy kampüsünün geniş, yeşillikler içinde, dağ ve deniz manzaralı, huzurlu ve modern bir yapıya sahip olduğunu belirtmektedir. Özellikle "Türkiye'nin en güzel kampüslerinden biri" olarak nitelendirilmesi sıkça rastlanan bir durumdur. Binaların yeni ve temiz olması da olumlu yönler arasında sayılır. Ancak, bu olumlu tabloya karşın kampüsün bazı eksiklikleri de dile getirilmiştir. Otopark yetersizliği, bazı binaların bakımsızlığı, oturma alanlarının azlığı ve bitmeyen inşaatlar eleştirilen konular arasındadır. Yenişehir kampüsü ise denize yakınlığıyla avantajlı bulunsa da merkez kampüse göre daha küçük ve "lise gibi" olarak tanımlanmıştır.

Kampüsün büyük olması, içeride ulaşımı önemli bir ihtiyaç haline getirmektedir. Üniversite, bu ihtiyacı karşılamak için ücretsiz ring ve dolmuş hizmeti sunmaktadır. Bu, öğrenciler tarafından olumlu karşılanan bir uygulamadır. Ancak, dolmuş şoförlerinin öğrencileri almaması, ring seferlerinin yetersiz kalması gibi sorunlar da yaşanmaktadır. Kampüsün bir ucundan diğerine yürümenin zor olması, bu hizmetlerin aksamadan işlemesini daha da kritik hale getirmektedir.

Üniversite kampüsü, geçmişten bugüne yoğun siyasi hareketliliğe ve zaman zaman gerginliklere sahne olmuştur. Yorumlarda, özellikle 2010'lu yıllarda ülkücü ve solcu gruplar arasında çatışmalar yaşandığı, terör örgütü propagandası yapıldığı ve bu durumun kampüs huzurunu olumsuz etkilediği belirtilmektedir. Sol ve sosyalist öğrenci gruplarının baskın olduğu, ancak zamanla bu grupların zayıfladığı da gözlemlenmiştir. Siyasi olaylar, bazı öğrenciler için rahatsız edici bir durumken, bazıları için kampüsün dinamik yapısının bir parçası olarak görülmüş ve zamanla alışılabileceği ifade edilmiştir.

Üniversitenin sosyal hayatı, özellikle geçmiş yıllara ait yorumlarda oldukça canlı ve renkli olarak tasvir edilmiştir. Kampüs içinde "vadide şarap içilebilen", hareketli bahar şenliklerinin düzenlendiği, aktif öğrenci kulüplerinin olduğu bir ortamdan bahsedilmektedir. Ancak, bazı yorumlarda sosyal olanakların sıfır olduğu, şenliklerin kalitesizleştiği ve kampüsteki siyasi gruplaşmaların sosyal ortamı gölgelediği de belirtilmiştir. Üniversite çevresindeki kafeler, öğrencilerin ders dışı zamanlarını geçirdiği önemli mekanlar olarak öne çıkmaktadır. Genel kanı, sosyal hayatın büyük ölçüde öğrencinin kendi çabasına ve arkadaş çevresine bağlı olduğu yönündedir.

Üniversitenin teknolojik altyapısı, özellikle bilişim ve internet hizmetleri konusunda yetersiz bulunmaktadır. MYO'daki bilgisayarların "taş devrinden kalma" olarak nitelendirilmesi, kütüphane dahil kampüs genelinde Wi-Fi erişiminin sorunlu olması ve Öğrenci Bilgi Sistemi'nin (OİBS) sık sık hata vermesi en yaygın şikayetlerdir. Pandemi döneminde online eğitim sisteminin çökmesi de bu altyapısal zayıflığı teyit etmiştir. Sadece Erdemli'deki bir yüksekokulun teknik altyapısının iyi olduğu belirtilmiş, ancak bu, genel kampüs deneyimini yansıtmamaktadır.

Üniversiteye toplu taşıma ile ulaşım, öğrenciler için önemli bir sorun olarak öne çıkmaktadır. Özellikle dolmuş şoförlerinin keyfi tutumları, öğrencileri almamaları ve belediye otobüs seferlerinin yetersizliği sıkça şikayet edilen konulardır. Okula giden yolun yokuş olması, yürümeyi zorlaştırmaktadır. Bu ulaşım sorunlarının en trajik yansıması ise, yurt ile kampüs arasındaki yetersiz yolda bir öğrencinin trafik kazasında hayatını kaybetmesi olmuştur. Bu durum, ulaşım konusunun sadece bir kolaylık değil, aynı zamanda bir güvenlik meselesi olduğunu da göstermektedir.

Üniversitenin yabancı dil eğitimi, özellikle hazırlık programı, oldukça yoğun ve etkili olarak tanımlanmaktadır. "Söke söke İngilizce öğreten" bir sisteme sahip olduğu, öğrencilere dil becerisi kazandırma konusunda başarılı olduğu belirtilmiştir. Ayrıca kampüsteki uluslararası öğrenci çeşitliliğinin (Afrika, Orta Asya) artması da olumlu bir gelişme olarak görülmektedir. Ancak, Erasmus gibi uluslararası programlarda, anlaşma yapılan okulların kredi uyumsuzlukları nedeniyle öğrencilerin mağduriyet yaşayabildiği de eleştirilmiştir.

Yemekhane, öğrenciler arasında karışık duygular uyandıran bir konudur. Eski tarihli yorumlarda yemeklerin kalitesizliğinden ve uzun sıralardan şikayet edilirken, 2024 yılında işletmenin üniversite tarafından devralınmasıyla yemek kalitesi ve lezzetinde belirgin bir artış yaşandığı ifade edilmiştir. Fiyatların uygun olması genel olarak olumlu bir nokta olarak görülse de, porsiyonların küçüklüğü ve geçmişte yaşanan randevu sistemi gibi uygulamalar eleştirilmiştir. Kampüs içindeki özel kafeler ise yemekhaneye bir alternatif olarak varlığını sürdürmektedir.

Üniversitenin barınma olanakları, özellikle Türkiye'nin en büyüklerinden biri olan kız yurdu ile dikkat çekmektedir. Yurtların büyük, lüks ve kampüse yakın olması önemli bir avantaj olarak görülmektedir. Ancak, şehirdeki genel barınma durumu daha karmaşıktır. Üniversite çevresindeki kiralık evler genellikle küçük ve öğrenciye yönelik olup, son yıllarda artan kiralar ve özellikle yabancı göçü sonrası emlak piyasasındaki yükseliş, öğrenciler için ciddi bir sorun teşkil etmektedir. Geçmişte tek kişi için 400 TL olan kiraların 2018-2019'da 1100 TL'ye kadar çıkması, bu artışın boyutunu göstermektedir.

Mersin Üniversitesi'nin imajı, öğrenciler ve mezunlar arasında büyük farklılıklar göstermektedir. Bir kesim tarafından "güzide", "Türkiye'nin en güzel kampüslerinden birine sahip", "aydın, laik, çağdaş" bir kurum olarak görülürken; diğer bir kesim tarafından ise adı sanı duyulmamış, "kıytırık", "taşra üniversitesi" ve hatta "iğrenç" olarak nitelendirilmektedir. "Mersin Üniversitesi mi, adı ne?" şeklindeki diyaloglar, üniversitenin ulusal tanınırlığının zayıf olduğuna işaret etmektedir. Bu durum, üniversitenin potansiyeli ile dışarıdan algılanışı arasında bir uçurum olduğunu göstermektedir.

İdari personel ve özellikle öğrenci işleri, üniversite hakkındaki en yoğun ve istikrarlı şikayetlerin kaynağıdır. Yorumların neredeyse tamamı, idari birimlere telefonla ulaşmanın imkansız olduğu, personelin ilgisiz, kaba ve iş yapmaktan kaçınan bir tavır sergilediği yönündedir. Öğrenciler, en basit işlemler için bile büyük zorluklar yaşadıklarını, maillerine cevap alamadıklarını ve yüzlerine telefon kapatıldığı durumlarla karşılaştıklarını belirtmektedir. Bu durum, üniversitenin kurumsal işleyişindeki en zayıf halka olarak görülmektedir.

Mersin şehrinin, öğrenciler için okurken çalışma konusunda geniş olanaklar sunduğu belirtilmektedir. Özellikle AVM'ler ve sahil şeridindeki işletmeler sayesinde öğrencilerin kolayca part-time iş bulabildiği ve maddi ihtiyaçlarını karşılayabildiği ifade edilmiştir. Ancak bir yorumda, şehrin genelindeki işsizlik sorununa dikkat çekilerek, üniversitenin bu konuda sunduğu girişimcilik söylemlerinin yetersiz kaldığı eleştirisi de bulunmaktadır.

Mersin, öğrenciler için genel olarak yaşaması ucuz, sosyal ve kolay bir şehir olarak tanımlanmaktadır. Özellikle büyükşehirlere kıyasla uygun fiyatlı olması, tantuni gibi yerel lezzetlerin bolluğu ve ulaşımın kolaylığı (her yolun denize çıkması) en çok övülen yönleridir. Şehrin kozmopolit yapısı ve sıcak iklimi de sıkça vurgulanır. Ancak, bu olumlu tablonun yanında olumsuzluklar da mevcuttur. Yaz aylarındaki aşırı sıcak ve nem, son yıllarda artan mülteci nüfusu ve bunun getirdiği demografik değişim, yükselen kiralar ve doğalgaz altyapısının zayıf olması şehrin zorlukları olarak belirtilmiştir.