MARDİN ARTUKLU ÜNİVERSİTESİ

Adalet, liyakat ve eşitlik konuları, üniversitenin en sorunlu ve en çok eleştirilen alanlarıdır. Özellikle geçmiş dönemlere ait yorumlarda, "haksız ekonomik çıkar sağlama, ihaleye fesat karıştırma" gibi suçlamalarla yapılan operasyonlardan, akademik kadrolara alan dışı ve liyakatsiz atamalar yapıldığı iddialarına kadar çok ciddi eleştiriler bulunmaktadır. Eşcinsellik üzerine yapılacak bir konferansın iptal edilmesi "sansür" ve "rezillik" olarak nitelendirilmiş, bir sendika üyelerine yüksek lisans programlarında özel indirim yapılması ise kayırmacılık olarak görülmüştür. 2019 sonrası rektör değişikliği ile birlikte "adalet ve liyakate dayanan bir yönetim" umudunun yeşerdiği görülmektedir.

Akademik kadro ve eğitim kalitesi, üniversite hakkındaki en çelişkili ve tartışmalı konulardan biridir. Özellikle 2014 civarındaki yorumlarda, Arkeoloji gibi alanlara ilahiyat kökenli başkanların atanması gibi liyakatsizlik ve kadrolaşma iddiaları ağır bir şekilde yer almaktadır. Bu dönemde üniversitenin akademik sıralamalarda sonlarda yer alması da bu olumsuz algıyı güçlendirmiştir. Buna karşın, özellikle Mimarlık gibi bazı fakültelerde "idealist ve kaliteli hocaların" varlığından övgüyle bahsedilmektedir. 2020 sonrası yorumlarda ise "bilgi birikimi yüksek, değişime açık bir kadro" ve "öğrenci merkezli eğitim" gibi olumlu ifadeler dikkat çekerken, Veterinerlik ve Ziraat gibi fakültelerin eksikliği ve eğitim kalitesinin genel olarak düşük olduğuna dair eleştiriler de mevcuttur. Son dönemde ise akademik kadronun ağırlıklı olarak yabancılardan oluştuğuna dair iddialar da dile getirilmiştir.

Verilen metinlerde bu konu hakkında herhangi bir yoruma rastlanmamıştır.

Verilen metinlerde derslerin içeriği, işleniş biçimi veya zorluk seviyesi gibi konular hakkında herhangi bir yoruma rastlanmamıştır.

Güvenlik ve denetimle ilgili yorumlar, kampüse giriş çıkışlardaki katı ve keyfi uygulamalara işaret etmektedir. Daha önce ailesiyle hafta sonları kampüse serbestçe girebildiğini belirten bir kullanıcı, daha sonra sebep gösterilmeksizin içeri alınmadığından şikayet etmiştir. Benzer şekilde, bir ziyaretçinin kütüphaneye girmesine izin verilmemesi ve sınav zamanı emanet bırakacak yer olmaması da bu kategorideki olumsuz deneyimlerdir.

Kampüs yapısı, üniversitenin en çok yorum alan ve hem olumlu hem de olumsuz yönleriyle öne çıkan bir özelliğidir. Genel olarak kampüsün geniş, ferah ve yeşil alanlarıyla beğenildiği, özellikle yeni yapılan spor tesisleri, yüzme havuzu ve "muhteşem" olarak nitelenen kütüphanesinin büyük takdir topladığı görülmektedir. Mimarlık Fakültesi'nin Eski Mardin'in tarihi dokusu içindeki binası da özel bir beğeni kazanmıştır. Diğer yandan, bazı fakülte binalarının iç mekânlarının bakımsızlığı, "düşecek gibi duran asma tavanlar" ve karanlık koridorlar gibi ciddi eleştiriler mevcuttur. Ayrıca kampüsün hafta sonları hizmet vermemesi, rektörlük binasının kampüs dışında olması ve hala tamamlanmamış bir görünüme sahip olması da dile getirilen diğer olumsuzluklardır. Son yıllardaki yorumlar, özellikle peyzaj ve yarım kalan inşaatların tamamlanmasıyla kampüsün daha işlevsel ve yeşil bir hale geldiğini göstermektedir.

Kampüs içi ulaşımla ilgili olarak yalnızca bir yorum bulunmaktadır. Bu yoruma göre, erkek öğrenci yurdunun fakültelere yürüme mesafesinden uzakta olması, kampüs içindeki günlük gidiş gelişleri yorucu hale getirmektedir.

Üniversite, kuruluşundan itibaren siyasi ve ideolojik tartışmaların odağında yer almıştır. Kuruluşunda "Atatürk ilkelerine bağlılık" vurgusu yapılırken, ilerleyen yıllarda özellikle bir rektörün "Arap şeyhi gibi giyinmesi" ve "kep değil sarık" açıklamalarıyla cumhuriyet değerlerinden uzaklaştığı yönünde ciddi eleştirilere maruz kalmıştır. Akademik yıl açılışının Kuran okunarak yapılması, eşcinsellik konulu bir konferansın iptali gibi olaylar, üniversitenin ideolojik yönelimine dair tartışmaları alevlendirmiştir. Diğer yandan, "çözüm süreci" döneminde Kürt Dili ve Edebiyatı gibi bölümlerin açılması da yine siyasi konjonktürle bağlantılı önemli bir gelişme olarak kayıtlara geçmiştir.

Üniversitedeki sosyal yaşama dair sınırlı sayıda ve çelişkili yorum bulunmaktadır. Eski bir yorumda, kampüs içindeki kültür merkezinde sık sık konferanslar düzenlendiği belirtilerek aktif bir sosyal ortama işaret edilirken, daha güncel bir yorumda halkın kampüsteki sosyal tesislere girişinin engellendiği ifade edilmektedir. Ayrıca koridorlarda yoğun olarak Arapça konuşulması ve kantinde kaçak çay içilmesi gibi gözlemler, kampüsün kendine özgü ancak herkesi kapsamayan bir sosyal atmosferi olduğuna işaret etmektedir.

Teknolojik altyapı hakkında yorumlar oldukça sınırlıdır. Mevcut tek eleştiri, üniversitenin telefon santral sistemiyle ilgilidir. Bir öğrenci, telesekreterden sonra telefonun sürekli kapanması nedeniyle yetkililere ulaşmanın imkansız olduğunu belirterek iletişim altyapısındaki bir soruna dikkat çekmiştir.

Üniversitenin şehir dışındaki konumu, ulaşımı önemli bir konu haline getirmektedir. Bir yandan kampüse dolmuş geçtiği ve ulaşımın "rahat" olduğu belirtilirken, diğer yandan şehir dışında olmasının "gidiş gelişi zorlaştırdığı" ifade edilmektedir. Bu durum, öğrencilerin yaşadığı yere ve beklentilerine göre ulaşım deneyiminin değiştiğini göstermektedir.

Üniversite, özellikle bölgesel diller konusundaki çalışmalarıyla dikkat çekmektedir. "Türkiye'de Yaşayan Diller Enstitüsü"nün kurulması ve Arapça ile Kürtçe gibi dillerde eğitim verilmesi, bu alandaki en belirgin özelliğidir. Arapça dilinde eğitim verilmesini olumlu karşılayan ve bu dildeki programlar hakkında soru soran bir kullanıcı, bu yaklaşımın uluslararası öğrenciler veya bu dillere ilgi duyanlar için bir çekim merkezi olabileceğini göstermektedir. Ayrıca Kürtçenin de eğitim dili olarak belirtilmesi yönünde bir talep bulunmaktadır.

Verilen metinlerde üniversitenin yemekhanesi, yemeklerin kalitesi veya fiyatları hakkında herhangi bir yoruma rastlanmamıştır.

Barınma, öğrenciler için en ciddi sorunlardan biri olarak öne çıkmaktadır. Yorumlar, KYK yurtlarının kampüsten uzakta, şehir merkezinde konumlandığını ve kampüs çevresinde yeterli sayıda özel yurt veya apart bulunmadığını göstermektedir. Bu durum, özellikle kampüsün şehir dışındaki konumuyla birleştiğinde öğrenciler için önemli bir zorluk yaratmaktadır.

Üniversitenin imajı, zaman içinde büyük dalgalanmalar göstermiştir. Başlangıçta bölgenin gelişen, genç bir değeri olarak görülürken, 2014-2019 arası dönemde yolsuzluk, liyakatsizlik ve siyasi kutuplaşma iddialarıyla ciddi bir imaj krizi yaşamıştır. Bu dönemde "bir Arap üniversitesi" veya "akademik yıl açılışını dualarla yapan yer" gibi tanımlamalarla anılmıştır. 2019 sonrası yönetim değişikliğiyle birlikte imajın olumluya döndüğü, "umut vadeden", "çalışkan bir ekibe sahip" ve "bölgenin gelecek vadeden üniversitesi" gibi ifadelerin kullanılmaya başlandığı görülmektedir. Üniversitenin Pac-Man veya QR koda benzetilen logosu ise zaman zaman mizahi yorumlara konu olmuştur.

İdari personele yönelik deneyimler gece ile gündüz kadar farklıdır. Bir yanda, öğrenci işlerindeki personelin "dalga geçer gibi" davrandığı, telefonları kapattığı ve "aldığınız maaşı haketmiyorsunuz" gibi ağır eleştirilere maruz kaldığı görülmektedir. Telefonlara ulaşılamaması da kronik bir şikayettir. Diğer yanda ise, özellikle yeni yönetimle birlikte personelin "güler yüzlü", "yardımcı" ve "çalışkan" olduğuna dair olumlu yorumlar da mevcuttur. Bu durum, idari hizmet kalitesinin kişiye veya döneme göre büyük farklılıklar gösterdiğine işaret etmektedir.

Verilen metinlerde mezuniyet sonrası iş bulma olanakları, staj imkanları veya üniversitenin kariyer hizmetleri hakkında herhangi bir yoruma rastlanmamıştır.

Mardin şehrine yönelik algı, üniversite deneyimini doğrudan etkilemektedir. Şehrin tarihi ve mistik dokusunu beğenenler için üniversite, bu atmosferin bir parçası olarak görülmekte ve olumlu bir deneyim sunmaktadır. Ancak bir yorumcu, tam tersi bir görüşle Mardin'i "abartılan, boşuna pohpohlanan" bir şehir olarak nitelemiş ve böyle bir şehirde iyi bir üniversite olamayacağını iddia ederek şehir algısının üniversite imajını nasıl şekillendirdiğini göstermiştir.