KAFKAS ÜNİVERSİTESİ

Adalet, eşitlik ve liyakat konuları, Kafkas Üniversitesi ile ilgili en ağır ve en tutarlı eleştirilerin merkezinde yer almaktadır. Yorumlar, üniversitenin çeşitli kademelerinde "usulsüzlük, adam kayırma ve torpilin" yaygın olduğu yönünde ciddi iddialarla doludur. Özellikle 2017'de yapılan detaylı bir yorumda, haksız notlandırma, belirli öğrencilere sınav sorusu sızdırma ve devamsızlıkta çifte standart uygulama gibi konulara dikkat çekilmiştir. 2012 tarihli bir yorumda, yüksek lisans mülakatlarında ALES ve lisans notu çok düşük adaylara 100 tam puan verilerek haksızlık yapıldığı somut bir örnekle iddia edilmiştir. Ayrıca, akademisyen alım ilanlarının kişiye özel açıldığı ve yabancı öğrencilerin rüşvetle kabul edildiği gibi çok vahim suçlamalar da bulunmaktadır. Bu durum, öğrenciler arasında derin bir güvensizlik ve haksızlığa uğramışlık hissi yaratmaktadır.

Akademik kadro ve eğitim kalitesi konusunda yorumlar derin bir ayrışma göstermektedir. Bir yanda, özellikle 2017 tarihli bir yorumda Edebiyat Fakültesi hedef alınarak dile getirilen "vasıfsız" ve "adam kayıran" hocalara yönelik çok sert ve yaygın eleştiriler bulunmaktadır. Bu eleştiriler, keyfi notlandırma, derslere girmeme ve hatta doktora tezini öğrenciye yaptırma gibi ciddi iddiaları içermektedir. Yakın tarihli bir yorumda ise sosyal bilimler dergisinin makaleleri somut bir gerekçe sunmadan reddetmesi, akademik çürümüşlüğün bir delili olarak sunulmuştur. Diğer tarafta ise, özellikle Tıp ve Veterinerlik fakülteleri gibi belirli bölümlerin eğitim kalitesi övülmekte, küçük sınıfların hocalarla daha iyi iletişim kurma olanağı sağladığı belirtilmektedir. Bazı öğrenciler, bölümlerindeki hocalardan ve onların çabasından son derece memnun olduklarını, "akademik kadrosu gayet kaliteli" diyerek ifade etmektedir. Bu durum, eğitim kalitesinin üniversite genelinde standart olmadığını, fakülte ve hatta bölümlere göre büyük farklılıklar gösterdiğini ortaya koymaktadır.

Verilen metinlerde öğrencilerin burs ve maddi destek olanaklarına ilişkin kişisel deneyimlerine dair bir yoruma rastlanmamıştır. Sadece üniversitenin resmi tanıtım metninde, Kars ve Kafkas Üniversitesi Kalkınma Vakfı tarafından imkanlar ölçüsünde burs verilebildiği bilgisi yer almaktadır.

Derslerin işlenişi ve değerlendirme süreçleri, akademik kadro kalitesine paralel olarak çelişkili yorumlar içermektedir. En ciddi eleştirilerden biri, notlandırmadaki adaletsizlik ve keyfiliktir. Öğrenciler, aynı cevaplara farklı notlar verildiğini, bazı hocaların sınavda alınabilecek en yüksek notu 100 yerine 60-70 olarak belirleyip geri kalanını kendi inisiyatiflerine göre "ödev notu" olarak verdiğini belirtmektedir. Bir öğrencinin inkılap dersinden 7 yıl geçememesi gibi ekstrem örnekler, ders geçmenin ne kadar zorlaşabildiğini göstermektedir. Buna karşılık, bazı öğrenciler derslerin işlenişinden ve hocaların çabasından memnun olduklarını, derslerin ağır geçmesine sebep olan bazı öğrencilere rağmen hocaların öğretme gayretini takdir ettiklerini ifade etmektedir. Özellikle Tıp fakültesinin temel bilimler eğitiminin iyi olduğu ancak klinik eğitiminin zayıf kaldığı yönünde spesifik bir yorum da bulunmaktadır.

Kampüs güvenliğiyle ilgili en öne çıkan ve tekrarlanan sorun, başıboş köpeklerdir. Çok sayıda yorumcu, kampüs içindeki köpek sürülerinden duyduğu rahatsızlığı ve korkuyu dile getirmekte, yönetimin bu duruma bir çözüm bulması gerektiğini belirtmektedir. Bir yorumda durum, "geceleri veya sabah erkenden o noktalara dikkat edin" uyarısıyla somutlaştırılmıştır. Daha dramatik bir ifadeyle kampüsün akşamları "kurtların ve köpeklerin mekanı" haline geldiği bile söylenmiştir. Ayrıca bir öğrencinin otostop çekme konusunda dikkatli olunmasını önermesi, genel güvenlik algısına dair bir ipucu vermektedir.

Kampüs yapısı ve fiziki şartları hakkında birbiriyle tamamen çelişen görüşler mevcuttur. Olumlu tarafta, kampüsün içinden Kars Çayı'nın geçmesi, bir kuş cenneti ve zengin bir çiçek florasına sahip olması gibi doğal güzellikleri övülmektedir. Ayrıca kampüsün düzenli olduğu, içinde spor tesisleri, kütüphane, kafeler gibi olanakların bulunduğu ve Veterinerlik hariç tüm fakültelerin birbirine yakın olduğu belirtilmektedir. Diğer yandan, çok sayıda öğrenci kampüsü "gözünün alabildiğine uzunlukta bir step", "bomboş araziler" ve "yeşilden nasipsiz bir yer" olarak tanımlamaktadır. Kampüsün "soğuk, hissiz ve itici" olduğu, içinde oturacak bir bank veya gölgelik bir ağaç dahi bulunmadığı yönünde sert eleştiriler vardır. Geçmiş yıllarda bazı fakültelerin şehir merkezindeki tarihi Rus binalarında yer aldığı, ancak sonradan bu binaların terk edilerek kampüse taşındığı da yorumlarda geçmektedir.

Verilen metinlerde kampüs içi ulaşıma dair spesifik bir yoruma rastlanmamıştır. Ancak kampüsün büyük olduğu ve Veterinerlik Fakültesi hariç diğer fakültelerin birbirine yürüme mesafesinde olduğu belirtilmiştir.

Üniversitedeki siyasi atmosferle ilgili yorumlar oldukça eskidir ve günümüzdeki durumu yansıtmayabilir. 2010 yılında yapılan bir yorum, o dönemde rektörün solcu olduğunu ve öğrenci kitlesinin "genelde komünisttir, sosyalisttir, faşistler azınlıkta, cemaatçiler desen onlar ayrı bir hava" şeklinde siyasi gruplara ayrıldığını belirtmektedir. Aynı yorumda, PKK'ya öğrenci katılımı olduğuna dair bir iddia da yer almaktadır. 2010'lu yılların başından bir başka yorum ise yüksek lisans mülakatlarında insanların etnik kökeninin sorgulandığını iddia ederek bu tür ayrımcılıklara son verilmesi çağrısında bulunmuştur. Yakın tarihli yorumlarda bu konulara değinilmemiştir.

Sosyal yaşam, öğrencilerin deneyimlerinin en çok farklılaştığı alanlardan biridir. Bir grup öğrenci, Kars'ı sosyal açıdan son derece yetersiz bulmaktadır. Bu görüşe göre şehirdeki tek aktivite kafelere gitmektir ve kampüs akşamları tamamen boşalmaktadır. Bu öğrenciler, "farklı üniversitelerdeki öğrencilerin yaşadığı bir gençliği üniversite hayatını yaşayamayacaksınız" diyerek hayal kırıklıklarını belirtirler. Tam tersi bir görüşü savunan öğrenciler ise Kars'ın sosyal hayatından oldukça memnundur. Onlara göre şehirde çok sayıda kafe, bar, canlı müzik mekanı bulunmaktadır ve "asosyal salaklar" dışında herkesin keyifli vakit geçirebileceği samimi bir ortam vardır. Bu çelişkili yorumlar, sosyal yaşamın büyük ölçüde kişisel beklentilere ve kurulan arkadaş çevresine bağlı olduğunu göstermektedir.

Verilen metinlerde üniversitenin teknolojik altyapısı hakkında öğrenci deneyimlerini yansıtan spesifik bir yoruma rastlanmamıştır. Yalnızca üniversitenin resmi tanıtım metninde, tüm birimlerde bilgisayar laboratuvarları ve internet bağlantısı olduğu bilgisi yer almaktadır.

Üniversiteye ve kampüs çevresine ulaşım, öğrencilerin en çok şikayet ettiği konuların başında gelmektedir. Yorumlarda, şehir merkezi ile kampüs arasındaki ulaşımı sağlayan dolmuşların bir tekel oluşturduğu ve hizmet kalitesinin çok düşük olduğu sürekli vurgulanmaktadır. Öğrenciler, araçların eski olduğunu, "tıka basa öğrenci" taşıdığını ve özellikle akşam saatlerinde Paşaçayırı gibi yurtların bulunduğu bölgelere araç bulmanın çok zor olduğunu belirtmektedir. Ulaşım sorununun vahameti, "tüp sırası bekler gibi dolmuş sırası bekliyoruz" benzetmesiyle trajikomik bir şekilde özetlenmiştir.

Üniversitenin uluslararası olanakları veya yabancı dil eğitimi hakkında olumlu bir yorum bulunmamaktadır. Konuyla ilgili tek yorum, yabancı öğrencilerin Türkçe bilmeden, rüşvet karşılığında üniversiteye kabul edildiği yönündeki çok ciddi bir iddiadır. Bu iddia, üniversitenin uluslararası öğrenci kabul süreçlerindeki şeffaflığı ve adaleti hakkında ciddi şüpheler doğurmaktadır.

Verilen metinlerde üniversite yemekhanelerinin kalitesi veya fiyatlandırması hakkında herhangi bir öğrenci yorumuna rastlanmamıştır.

Barınma olanakları konusunda hem olumlu hem de olumsuz görüşler bulunmaktadır. Olumlu tarafta, kampüs içinde KYK yurdunun olması ve genel olarak bir yurt sorunu yaşanmaması gibi noktalar belirtilmektedir. Üniversitenin konukevinin ise "tertemiz" ve "ferah" olduğu yönünde çok pozitif bir yorum mevcuttur. Ancak en büyük şikayet, erkek yurtlarının konumlandığı Paşaçayırı mahallesinin "dağ başı" veya "köy" gibi bir yerde olması ve merkeze uzaklığıdır. Ayrıca, ev kiralamak isteyen öğrencilerin ev sahipleriyle sorun yaşayabileceğine dair uyarılar da bulunmaktadır.

Kafkas Üniversitesi'nin imajı, öğrenciler arasında oldukça tartışmalıdır. Yaygın kanı, üniversitenin pek çok öğrenci için bir "mecburiyet" ve "son seçenek" olduğudur. "Ah ulan niye yazdım ben", "tercih listesine eklenmezdir" gibi ifadelerle dile getirilen pişmanlık ve "yatay geçiş" umuduyla gelme durumu sıkça tekrarlanır. Bazı yorumlarda üniversite "liseden farksız", "gereksiz" ve hatta "bir cacık olamayanların gittiği okul" gibi ağır ifadelerle aşağılanmaktadır. Buna karşın, üniversiteyi ve şehri benimseyen, "efsane bir üniversite", "asla pişman olmadım" diyerek savunan ve olumsuz yorumları yapanları "asosyal olmakla" suçlayan tutkulu bir azınlık da mevcuttur. Bu durum, üniversitenin imajının kişisel deneyimlere ve beklentilere göre şekillendiğini, ancak genel olarak olumsuz bir algının daha baskın olduğunu göstermektedir.

İdari personel ve birimlerle ilgili yorumlar ağırlıklı olarak olumsuzdur. Özellikle Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı, öğrencilerin en çok şikayet ettiği birim olarak öne çıkmaktadır. Telefonlara cevap vermemek, ulaşılamaz olmak ve sorun çözmek yerine başka birimlere yönlendirmek gibi konularla "rezalet" olarak nitelendirilmiştir. Üniversite hastanesi personeli hakkında da çelişkili yorumlar bulunmaktadır. Birçok yorumda hastane çalışanları "anlayışsız", "hastaları aşağılayan" ve "işine geldiği gibi çalışan" kişiler olarak tanımlanırken, bir radyoloji çalışanına özel olarak teşekkür eden olumlu bir yorum da mevcuttur. Bu durum, idari hizmet kalitesinin kişiye ve birime göre değiştiğini ancak genel algının negatif olduğunu göstermektedir.

Mezuniyet sonrası iş ve kariyer olanakları veya üniversitenin bu konudaki desteğine ilişkin yorumlar oldukça sınırlıdır. Mevcut yorumlar daha çok öğrencilik sırasındaki pratik eğitim ve yarı zamanlı iş imkanlarına odaklanmaktadır. Bir yoruma göre, üniversitede teorik eğitim iyi olsa da staj imkanları "yok denecek kadar kötü"dür. Şehirdeki yarı zamanlı işlerde ise esnafın öğrencilere düşük ücret teklif ettiği belirtilmiştir. Bu durum, öğrencilerin mesleki deneyim kazanma ve harçlıklarını çıkarma konusunda zorluklar yaşayabileceğine işaret etmektedir.

Kars şehri, öğrenciler için ya sev ya nefret et tarzı bir deneyim sunmaktadır. En belirgin özelliği, hemen her yorumda bahsedilen sert ve uzun kışlarıdır. Eleştirel yorumlar, şehri "bakımsız, düzensiz ve pislik içinde", "sovyet kasveti" taşıyan ve halkının bir kısmının "köylü" olduğu bir yer olarak tanımlar. Ayrıca esnafın öğrenciyi para olarak gördüğü ve hayat pahalılığının yüksek olduğu da belirtilen şikayetler arasındadır. Diğer yanda ise şehre hayran olan bir kitle vardır. Bu öğrenciler, Kars'ın "bembeyaz karıyla dondurucu soguguyla yine de efsane bir şehir" olduğunu, Baltık mimarisinin insana yurtdışında hissettirdiğini ve halkının "iç anadolu yobazlarına benzemediğini" savunur. Şehirle ilgili deneyimin, öğrencinin beklentilerine, soğuğa dayanıklılığına ve sosyal çevresine göre kökten değiştiği açıktır.