İZMİR BAKIRÇAY ÜNİVERSİTESİ

Bu kategori altında iki farklı konu öne çıkmaktadır. Birincisi, üniversitenin kuruluş sürecinde kapatılan Gediz Üniversitesi öğrencilerinin doğrudan Bakırçay'a aktarılması ve devlet imkanlarından faydalanacak olmaları, ilk yıllarda bazı kişiler tarafından "hakkaniyetsizlik" olarak görülmüş ve eleştirilmiştir. Bu kişilere göre, düşük puanlarla özel üniversiteye girenlerin, vergilerle finanse edilen bir devlet üniversitesinde ücretsiz okuması adil değildi. İkinci konu ise daha sonraki yıllarda yapılan bir personel alımında şaibe iddialarının ortaya atılmasıdır. Mülakatlarda yüksek puanlı adayların elenip düşük puanlıların işe alındığı iddiası, liyakat sisteminin işlemediği yönünde ciddi bir eleştiridir.

Akademik kadro ve eğitim kalitesi, üniversitenin en çok övülen yönlerinden biridir. Özellikle Hukuk Fakültesi'nin ilk mezunları tarafından yapılan detaylı yorumlarda, akademisyenlerin kaliteli, ilgili ve kolay ulaşılabilir olduğu, zorlayıcı ama iyi bir eğitim verdikleri vurgulanmaktadır. Benzer şekilde Yönetim Bilişim Sistemleri (YBS) ve bazı mühendislik bölümlerinin hocaları da olumlu geri bildirimler almıştır. Öğrenciler, köklü üniversitelerde dahi bulunamayacak bir hoca-öğrenci ilgisi gördüklerini belirtmektedir. Ancak bu olumlu tabloya karşın, bazı yorumlarda eğitimin diğer üniversiteler yanında öne çıkacak bir fark yaratmadığı veya bazı bölümlerin akademik personel sayısının yetersiz olduğu gibi eleştiriler de mevcuttur. Genel kanı, özellikle Hukuk gibi iddialı olunan bölümlerde eğitim kalitesinin yüksek olduğu yönündedir.

Verilen metinlerde üniversitenin sağladığı burs veya maddi destek olanakları hakkında herhangi bir yoruma rastlanmamıştır. Sadece üniversitenin kuruluş aşamasında, Gediz Üniversitesi'nde paralı okuyan öğrencilerin devlet üniversitesinde ücretsiz okuyacak olması bir tartışma konusu olmuştur.

Derslerin işleniş biçimi ve içeriği hakkında özellikle Hukuk Fakültesi özelinde olumlu yorumlar bulunmaktadır. Derslerin amfilerde işlendiği, zorlayıcı olduğu ve öğrencileri bunalttığı anların bile yaşandığı belirtilerek eğitimin ciddiyetine dikkat çekilmiştir. Hukuk fakültesi derslerinin avukatlık ve diğer hukuki meslekler için güçlü bir altyapı sağladığı ifade edilmiştir. Diğer bölümlerin ders içeriklerine dair detaylı bir yoruma rastlanmamıştır.

Üniversitenin güvenlik önlemleri genel olarak olumlu değerlendirilmektedir. Girişlerde kartlı turnike sisteminin olması ve güvenlik personelinin denetimi, yeterli bir önlem olarak görülmektedir. Kampüsün temizliği ve düzeni de güvenlik algısını pekiştiren unsurlardır. Ancak kampüs çevresindeki başıboş köpek popülasyonunun fazlalığı bazı öğrenciler tarafından bir sorun olarak dile getirilmiştir, yine de bu köpeklerden zarar gören olmadığı da eklenmiştir. Bir ziyaretçi ise güvenlik görevlilerinin kampüsü gezmek isteyenleri içeri almadığını belirterek katı tutumlarını eleştirmiştir.

Üniversitenin kampüs yapısı ve fiziki olanakları, neredeyse tüm yorumlarda istisnasız olarak övülmektedir. Kapatılan bir vakıf üniversitesinden devralınması sebebiyle binaların yeni, modern ve özel üniversite standartlarında olduğu sıkça tekrarlanır. Peyzaj mimarisi, derslikler, laboratuvarlar, spor tesisleri (halı saha, tenis kortu, fitness salonu), amfi tiyatro ve genel temizlik gibi unsurlar büyük beğeni toplamaktadır. Hatta bir yorumcu, kampüse girince yolun zorluğunu unuttuğunu ve çıkmak istemediğini belirtmiştir. Kampüsün "butik", ne çok büyük ne çok dar, tam ayarında olduğu da ifade edilen olumlu özelliklerdendir. Tek eleştiri, kampüsteki kafe sayısının yetersizliği ve fiyatların pahalılığıdır.

Verilen metinlerde kampüs içi ulaşım hakkında spesifik bir yoruma rastlanmamıştır. Kampüsün "orta büyüklükte" ve "ne çok geniş ne çok dar" olarak tanımlanması, yürüyerek ulaşımın zor olmadığına işaret edebilir.

Yorumlarda üniversitenin kuruluşu doğrudan 15 Temmuz darbe girişimi sonrası FETÖ iltisakı nedeniyle kapatılan Gediz Üniversitesi'ne bağlanmaktadır. Bu durum, üniversitenin ilk kimliğini oluşturan temel olaydır. Bazı yorumlarda, "eski fetö okulu" ifadesi kullanılırken, bir yorumcu "fetö gitmiş ama zihniyet ayni" diyerek liyakat sorunlarına atıfta bulunmuştur. Genel olarak, üniversitenin bu siyasi geçmişi bir başlangıç noktası olarak kabul edilmekle birlikte, güncel yorumlarda bu konunun yerini pratik öğrenci sorunlarının aldığı görülmektedir.

Kampüs içi sosyal yaşam, üniversitenin zayıf karnından bir diğeri olarak öne çıkıyor. Birçok yorumda sosyal hayat ve üniversite ruhunun eksikliği vurgulanmaktadır. Öğrencilerin dersler dışında vakit geçirebileceği mekanların (kafe, kantin) yetersiz ve pahalı olması, kulüp faaliyetlerinin aktifliğine dair yeterli bilgi bulunmaması bu algıyı güçlendirmektedir. Bir öğrenci, "sosyal yaşam ve üniversite hayatı konusunda birçok şey size kalacak" diyerek bu konuda üniversitenin bir katkı sunmadığını ima etmiştir. Diğer bir yorumda ise okulun "aktif bir üniversite olmadığı" ve "üniversite tadı alınamadığı" açıkça belirtilmiştir. Buna karşın, okulun spor olanaklarının (fitness, pilates, kortlar) varlığı ve ücretsiz olması sosyal aktivite açısından olumlu bir nokta olarak kaydedilmiştir.

Teknolojik altyapı konusunda olumsuz yorumlar ağır basmaktadır. Özellikle online sistemlerde ve üniversitenin web sitesinde sürekli problemler yaşandığı, sitenin çok kastığı ve öğrencilerin ders programı gibi temel bilgilere ulaşmakta zorlandığı belirtilmiştir. Online altyapının "berbat" olduğu ve yaşanan hatalarla öğrencilerin ilgilenmesinin beklendiği yönünde ciddi eleştiriler mevcuttur. Ayrıca, 2021 yılında üniversitenin bir veri sızıntısı yaşadığı ve binlerce kişinin kişisel bilgilerinin satışa çıkarıldığına dair bir yorum da, teknolojik güvenlik zaafiyetine işaret etmektedir.

Toplu taşıma ve kampüse ulaşım, üniversite hakkındaki en yaygın ve en ciddi şikayet konusudur. Kampüsün Menemen'in Seyrek bölgesinde, İzmir merkezine çok uzak ve "pamuk tarlalarının ortasında" bir konumda olması, öğrenciler için büyük bir zorluk yaratmaktadır. Bornova, Bayraklı gibi merkez ilçelerden ulaşımın üç aktarma ile bir buçuk-iki saat sürebildiği belirtilmiştir. İZBAN'dan indikten sonra tekrar otobüse binme zorunluluğu ve bu yolculuğun tarlalar arasından geçmesi sıkça dile getirilen bir durumdur. Yıllar içinde otobüs seferlerinin arttırılması gibi iyileştirmeler yapıldığı belirtilse de, merkeze uzaklık sorunu çözülememiştir. Bu durum, öğrencilerin sosyal yaşamını ve şehirle olan bağını ciddi şekilde kısıtlamaktadır. Az sayıda yorumcu ise bu durumu sorun etmediğini veya Foça gibi turistik yerlere yakınlığı avantaj olarak gördüğünü belirtmiştir.

Uluslararası fırsatlar ve dil eğitimi konusunda yorumlar oldukça sınırlıdır ve mevcut olanlar genellikle olumsuzdur. En dikkat çekici eleştiri, mühendislik programlarının İngilizce eğitim vermemesidir. Bir öğrenci Erasmus programının üniversiteye uygun olmadığını belirtmiş ve bu durumun ne zaman düzeleceğini sormuştur. Sosyoloji bölümü için hazırlık okuma imkanı ve Çift Anadal Programı (ÇAP) gibi olanaklar sorulsa da, bu konularda verilen bir cevap bulunmamaktadır. Genel olarak, uluslararasılaşma ve yabancı dil eğitiminin üniversitenin öncelikli veya güçlü bir yönü olmadığı izlenimi edinilmektedir.

Yemekhane hizmetleri hakkında az sayıda fakat olumlu yorum bulunmaktadır. Yemeklerin 7 TL gibi uygun bir fiyata sahip olduğu ve lezzetli bulunduğu belirtilmiştir. Ancak kampüsteki özel işletme olan kafelerin pahalı olduğu yönünde eleştiriler de mevcuttur. Bir yorumda ise yemekhane ve kantinin kapalı olduğu belirtilerek geçici bir soruna işaret edilmiştir.

Barınma, ulaşım ile birlikte üniversitenin en kritik ve en çok şikayet edilen sorunudur. Yorumlarda ısrarla kampüse yakın bir KYK yurdunun olmamasından yakınılmaktadır. Bu eksiklik, öğrencileri ya uzak yerlerde kalıp her gün uzun bir yol çekmeye ya da okul çevresindeki özel yurtlara veya fahiş fiyatlı kiralık evlere mecbur bırakmaktadır. Özellikle şehir dışından gelen öğrenciler için bu durum büyük bir endişe kaynağıdır. Yöre halkının ve ev sahiplerinin öğrenci talebini bir "rant" kapısı olarak gördüğü ve kiraları çok yüksek tuttuğu yönünde ciddi eleştiriler bulunmaktadır. Yeni KYK yurdu yapılacağı söylentileri olsa da, bu yurtların ne zaman açılacağına dair belirsizlik, tercih yapacak öğrenciler için caydırıcı bir unsurdur.

Üniversitenin imajı çift yönlüdür. Bir yanda, "özel bir devlet üniversitesi" sloganıyla pazarlanan modern ve kaliteli bir kurum algısı vardır. Bu imaj, özellikle kampüsün fiziki şartları ve bazı bölümlerin akademik başarısıyla desteklenmektedir. Hukuk fakültesinin kısa sürede adını duyuracağı ve birçok devlet hukuk fakültesini geride bıraktığı iddiası bu olumlu imajı pekiştirmektedir. Diğer yanda ise üniversitenin ismiyle ilgili alaycı yorumlar ve konumu nedeniyle "taşra üniversitesi" olarak görülmesi söz konusudur. "Bakırçay" isminin bir akarsu ismi olması veya "eğreti durması" gibi eleştiriler bulunsa da, bir mezun bu ismin üniversitenin bulunduğu coğrafi bölgeden (Bakırçay Vadisi) geldiğini ve zamanla kulağa hoş geldiğini savunmuştur. Genel olarak üniversite, potansiyeli olan ancak konumu nedeniyle imajını tam olarak oturtamamış bir kurum olarak değerlendirilmektedir.

İdari personel hakkında çelişkili yorumlar mevcuttur. Bir yanda, Adalet MYO sekreteri ve bir hocanın mezun bir öğrenciye belge temini konusunda gösterdiği olağanüstü çaba gibi çok olumlu ve takdir dolu deneyimler aktarılmıştır. Yine bir velinin, internetteki yorumlara cevap veren personel sayesinde üniversiteye karşı olumlu bir görüş geliştirdiği belirtilmiştir. Diğer yanda ise, üniversiteye telefonla veya mail ile ulaşmanın imkansız olduğu, birimlerin sürekli birbirine yönlendirdiği ve öğrenciyle ilgilenilmediği yönünde ciddi şikayetler bulunmaktadır. Bu durum, idari işleyişte hem çok yardımsever personelin hem de ciddi iletişim kopukluklarının bir arada var olduğunu göstermektedir.

İş ve kariyer fırsatları konusunda yapılan yorumlar, bölüm özelinde ve oldukça olumludur. Dil ve Konuşma Terapisi bölümünden mezun olan bir öğrencinin, mezuniyetinden hemen sonra (Haziran'da mezun olup 1 Temmuz'da) işe başladığı bilgisi, bölümün istihdam potansiyelini göstermektedir. Hukuk fakültesi özelinde ise, verilen eğitimin hem avukatlık hem de hakimlik/savcılık sınavları için güçlü bir temel oluşturduğu ve mezunların bu sınavlardaki başarılarının merakla beklendiği ifade edilmiştir. Genel olarak, üniversitenin belirli bölümlerden mezun olan öğrencilerine iyi kariyer olanakları sunduğu algısı hakimdir.

Üniversitenin konumu, öğrencilerin İzmir'deki şehir yaşamından büyük ölçüde kopuk olmasına neden olmaktadır. Yorumlarda "İzmir diye gelecekseniz yanılırsınız, İzmir'le alakası yok" veya "okula girene kadar köydesin" gibi ifadelerle bu durum net bir şekilde ortaya konulmaktadır. Kampüsün bulunduğu Seyrek bölgesi, zamanla yeni binalar ve kafelerle gelişse de, hâlâ bir "öğrenci kasabası" görünümündedir ve İzmir'in canlı sosyal hayatını sunmaktan uzaktır. Merkeze ulaşımın saatler sürmesi, öğrencilerin akşam aktivitelerine katılmasını veya şehrin olanaklarından faydalanmasını zorlaştırmaktadır. Buna karşın, Foça gibi turistik yerlere ve Karşıyaka, Mavişehir gibi bölgelere görece yakın olması, bazı öğrenciler tarafından bir avantaj olarak görülmektedir.