İSTANBUL SAĞLIK VE TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ

Üniversitenin adalet anlayışı ve öğrencilere yaklaşımı, en ağır eleştirilerin odaklandığı alanlardan biridir. Özellikle son dönem yorumları, yönetimin "hak arayan öğrencilerine usulsüz evraklar üreterek soruşturma açtığı" ve "hukuksuz disiplin cezaları verdiği" gibi çok ciddi iddialar içermektedir. Mali konularda da adil bir tutum sergilenmediği, öğrenim ücretlerinin "sınıfınıza göre" belirlendiği ve bu durumun öğrenciler arasında haksızlığa yol açtığı belirtilmiştir. Bu yorumlar, okulda ciddi bir güven ve adalet sorunu yaşandığına işaret etmektedir.

Bu konuda öğrenci görüşleri keskin bir şekilde ikiye ayrılmıştır. Bir yanda, özellikle Diş Hekimliği ve Eczacılık gibi bölümlerde "seçkin hocalardan" eğitim alındığı, akademisyenlerle iletişimin sıkı olduğu ve kadronun değerli profesörlerle güçlendirildiği yönünde olumlu yorumlar bulunmaktadır. Diğer yanda ise, özellikle son yıllardaki yorumlarda Diş Hekimliği eğitiminin "berbat" olduğu, bazı öğretim üyelerinin akademik yeterliliğinin sorgulandığı ve dekan atamalarıyla ilgili memnuniyetsizliklerin dile getirildiği sert eleştiriler mevcuttur. Bu durum, eğitim kalitesinin bölümden bölüme veya zamana göre ciddi farklılıklar gösterebileceğine işaret etmektedir.

Bu konuda spesifik olarak sadece bir yoruma rastlanmıştır. İngilizce Diş Hekimliği fakültesine "tam burslu" olarak girildiğini belirten bu yorum, üniversitede tam burs imkanlarının mevcut olduğunu göstermektedir. Ancak bu olumlu durum, ücretli okuyan öğrencilerin maruz kaldığı fahiş zam şikayetleriyle tam bir tezat oluşturmaktadır.

Verilen metinlerde derslerin içeriği, işleniş biçimi veya zorluk seviyesi gibi konulara dair spesifik bir yoruma rastlanmamıştır. Öğrenci geri bildirimleri daha çok genel olarak eğitim kalitesi ve fakülte deneyimleri üzerine yoğunlaşmıştır.

Verilen metinlerde bu konu hakkında herhangi bir yoruma rastlanmamıştır.

Kampüs hakkındaki görüşler zamanla ve mekana göre değişiklik göstermektedir. 2024 tarihli bir yorumda, Haliç manzaralı yeni kampüsün üç ana bloktan oluşması olumlu karşılanırken, kuruluş yıllarında da kampüsün “yeni ve güzel” olduğu belirtilmiştir. Ancak bu olumlu görüşler, kampüsün genel atmosferi ve yeterliliği konusundaki sert eleştirilerle çelişmektedir. Pek çok öğrenci kampüsü “sadece apartman binası” olarak nitelendirip, alanın küçük olduğunu, sosyalleşmeye elverişli olmadığını ve doğru düzgün bir bahçesinin bile bulunmadığını ifade etmiştir.

Verilen metinlerde bu konu hakkında herhangi bir yoruma rastlanmamıştır. Kampüsün genellikle "küçük" olarak tanımlanması, kampüs içi ulaşım ihtiyacının olmadığını düşündürmektedir.

Üniversitenin kuruluş yıllarında (2020-2021) kimliği ve bağlantıları hakkında siyasi ve ideolojik temelli tartışmalar yaşanmıştır. Bazı yorumlarda, üniversitenin Menzil cemaati ile ilişkili olduğu iddia edilerek, bu durum eleştirilmiştir. Bir yorum ise bu iddiayı düzelterek, üniversitenin Neutec ilaç firması sahipleri tarafından kurulduğunu ve Menzil Vakfı'ndan sadece üniversite açma izninin devralındığını belirtmiştir. Bu durum, üniversitenin ilk yıllarında kamuoyunda siyasi kimliğiyle ilgili bir algı ve tartışma ortamı olduğunu göstermektedir.

Öğrenci yorumlarına göre üniversitedeki sosyal yaşam oldukça zayıf ve yetersizdir. En sık dile getirilen şikayet, kampüste "doğru düzgün takılmalık, muhabbet etmelik bir yer" olmamasıdır. Öğrenciler, bu durum nedeniyle okula sadece derse girip çıkan "işçi gibi" hissettiklerini belirtmektedirler. Uzun süredir bitirilemeyen kafe inşaatı ve genel olarak sosyal alanların eksikliği, kampüste canlı bir öğrenci hayatının oluşmasını engellemektedir.

Üniversitenin teknolojik altyapısı hakkında yapılan yorumlar az ve genellikle olumsuz veya belirsizdir. Pandemi döneminde açılan bir üniversite olması nedeniyle "sistemsel sıkıntılar" yaşandığı, ancak bunların düzeleceği umudu dile getirilmiştir. Bir fakülte sekreterinin okulun otomasyon sistemini hiç kullanmamış olması, hem altyapının etkinliği hem de personelin bu konudaki eğitimi hakkında soru işaretleri yaratmaktadır. Kurucu firmanın kendi laboratuvarlarını öğrencilere sunacağı yönündeki ilk beklentiler ise sonraki yorumlarda somut bir karşılık bulmamıştır.

Bu konuda yapılan yorumlar sınırlı sayıda olmasına rağmen genel olarak olumludur. Üniversitenin konumu bir avantaj olarak görülmektedir. Öğrenciler, okulun "ulaşımı kolay" olduğunu ve genel olarak "konumunun iyi" olduğunu belirtmişlerdir. Ulaşım konusunda herhangi bir olumsuz yoruma rastlanmamıştır.

Bu alandaki yorumlar sınırlıdır. Üniversitede "İngilizce Diş Hekimliği" gibi yabancı dilde eğitim veren programların varlığı olumlu bir nokta olarak kaydedilmiştir. Ancak, Mütercim Tercümanlık bölümündeki hocaların akademik yayın eksikliğine dair yapılan bir eleştiri, dil eğitimi veren bölümlerin akademik kalitesi konusunda bazı soru işaretleri doğurmaktadır.

Kampüsteki yeme-içme hizmetleri konusunda yapılan yorumlar istisnasız olumsuzdur. Öğrenciler, yemekhanedeki yemeklerin "asla yenmediğini" ve ücretlerine sürekli zam geldiğini belirtmektedir. Yakın zamanda yapılan bir yorumda, okulda hala "doğru düzgün bir kafe" olmamasından ve mevcut kafeteryanın fiziki şartlarının (ısıtıcı olmaması gibi) yetersizliğinden şikayet edilmiştir. En endişe verici yorum ise, üniversitenin sahibi olan firma ile ilişkilendirilen bir yemek skandalına atıfta bulunarak hijyen konusunda ciddi şüpheler uyandırmasıdır.

Verilen metinlerde bu konu hakkında herhangi bir yoruma rastlanmamıştır.

Üniversitenin imajı, özellikle son yıllarda yapılan fahiş zamlar nedeniyle ciddi şekilde zedelenmiştir. Öğrencilerin “müşteri olarak görüldüğünü” ve “%103 zam” gibi oranlarla mağdur edildiğini belirten çok sayıda yorum bulunmaktadır. Yönetimin eleştirilere karşı Instagram yorumlarını kapatması, öğrenci sesini duyurmasına izin vermeyen bir kurum imajı yaratmıştır. Kuruluş yıllarındaki belirsizlik ve siyasi bağlantı iddiaları, yerini zamanla finansal memnuniyetsizliğe ve öğrenci odaklı olmayan bir yönetim algısına bırakmıştır. Bu durum, sosyal medyada '#istündegeleceğinyok' gibi etiketlerin kullanılmasına yol açmıştır.

İdari birimler ve personel, üniversitenin en çok şikayet alan ve en sorunlu görünen alanıdır. Yorumlarda idari personelin ve özellikle öğrenci işlerinin “ulaşılamaz” olduğu defalarca vurgulanmıştır; telefonların açılmadığı, bürokratik işlemlerin çok yavaş ilerlediği (1 dakikalık bir belgenin 1-2 saatte alınması gibi) belirtilmiştir. Personelin yetkinliği konusunda da ciddi şüpheler mevcuttur; okulun otomasyon sistemini hiç kullanmamış bir fakülte sekreteri veya yanlış kayıt işlemleri yapan çalışanlar gibi örnekler verilmiştir. Nadir de olsa tercih döneminde sorularına yanıt alabildiğini belirten bir öğrenci yorumu bulunsa da, genel kanı idari yapının son derece verimsiz ve öğrenciye duyarsız olduğu yönündedir.

Üniversitenin en güçlü ve en olumlu yanlarından biri, kurucusu olan Neutec ilaç firmasıyla olan organik bağıdır. Bu bağlantı, özellikle Eczacılık bölümü öğrencileri için büyük bir "avantaj" olarak görülmektedir. Şirketin kendi laboratuvarlarını öğrencilere açma potansiyeli ve mezuniyet sonrası iş imkanları, üniversiteyi kariyer odaklı düşünen adaylar için cazip kılan en önemli faktör olarak öne çıkmaktadır.

Üniversitenin İstanbul'un merkezindeki konumu, öğrenciler tarafından önemli bir avantaj olarak görülmektedir. Kampüs içi imkanlar ve sosyal yaşam eleştirilse de, okulun bulunduğu lokasyonun iyi ve ulaşımının kolay olması genel olarak beğenilmektedir. Haliç manzaralı yeni kampüs de bu olumlu algıyı pekiştiren bir unsurdur. Şehirle entegre bir üniversite olması, öğrenciler için bir artı değer olarak öne çıkmaktadır.