GAZİANTEP İSLAM BİLİM VE TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ

Adalet ve eşitlik konusu, üniversite hakkındaki en ciddi ve endişe verici eleştirilerin merkezinde yer almaktadır. 2025 tarihli çok detaylı bir yorum, üniversitede liyakat dışı atamalar yapıldığına, kişiye özel kadro ilanları açılarak yandaşların kayırıldığına dair güçlü iddialar içermektedir. Özellikle bir TÜGVA yöneticisinin, başarısız olduğu sınavlara rağmen özel şartlarla üniversiteye öğretim görevlisi olarak alındığı öne sürülmüştür. Bu durum, üniversitenin adalet, liyakat ve fırsat eşitliği ilkeleri konusunda kamuoyunda derin şüpheler uyandırmaktadır.

Akademik kadro ve eğitim kalitesi hakkında çelişkili görüşler bulunmaktadır. Kuruluş döneminde, özellikle Hukuk gibi fakültelere nasıl yeterli sayıda öğretim üyesi bulunacağı konusunda şüpheler dile getirilmiştir. 2021'de yapılan bir yorumda üniversitede sadece üç profesörün olması bu endişeleri destekler niteliktedir. Buna karşın, son birkaç yıl içinde öğrenciler tarafından yapılan yorumlar, başta matematik, İngilizce ve İslami ilimler olmak üzere bazı hocaların yetkinliğinden övgüyle bahsetmektedir. Tıp, mühendislik gibi çeşitli ve talep gören bölümlerin bulunması da olumlu bir gelişme olarak kaydedilmiştir. Dolayısıyla, genel bir yetersizlik algısı ile bölüme veya hocaya göre değişen bir memnuniyet arasında belirgin bir ayrım gözlenmektedir.

Burs olanakları hakkında doğrudan bir öğrenci yorumu bulunmamakla birlikte, 2019 tarihli bir tartışmada üniversite yönetiminin bir açıklamasına yer verilmiştir. Rektör'ün maaşını alıp almadığına dair eleştirilere karşılık, üniversite rektörün maaşını öğrencilerin iaşesine bağışladığını belirtmiştir. Bu, dolaylı bir maddi destek mekanizmasına işaret etse de kapsamı ve devamlılığı hakkında bilgi yoktur.

Ders içeriklerine dair yapılan yorumlar oldukça sınırlı olmakla birlikte, mevcut tek yorum son derece kritiktir. 2025 tarihli bu yoruma göre, mühendislik ve tıp gibi alanlarda okuyan öğrencilere dahi seçmeli dersler aracılığıyla dini bir bakış açısının empoze edildiği ve öğrencilerin her hafta dini konferanslara katılmak zorunda bırakıldığı iddia edilmektedir. Bu, derslerin akademik tarafsızlığı konusunda ciddi bir endişeyi yansıtmaktadır.

Verilen metinlerde kampüs güvenliği veya denetim mekanizmaları hakkında doğrudan bir yoruma rastlanmamıştır. Sadece bir yorumda kampüsün 'korunaklı' olduğu ifade edilmiştir.

Üniversitenin kampüs yapısı ve fiziki olanakları, yorumlarda en çok övgü alan konulardan biridir. Öğrenciler genel olarak kampüsü modern, temiz, ferah, düzenli ve sakin bir ortam olarak tanımlamaktadır. Binaların yeni ve planlı olması, bölümlerin birbirine yakınlığı, kütüphane ve yemekhanenin aynı yerde bulunması gibi özellikler memnuniyetle karşılanmıştır. Ayrıca kampüs içinde ve çevresinde kafe, market gibi sosyal imkanların varlığı da olumlu bulunmuştur. Tek tük dile getirilen eleştiri ise kampüsün daha fazla ağaçlandırılması yönündedir.

Verilen metinlerde bu konu hakkında herhangi bir yoruma rastlanmamıştır.

Üniversite yönetimi, siyasi duruşu nedeniyle uluslararası alanda yankı bulan olumsuz bir olayla gündeme gelmiştir. 2025 tarihli bir yoruma göre, Rektör'ün Hamas liderinin ölümü üzerine yaptığı bir sosyal medya paylaşımı, Avrupa Parlamentosu'nun tepkisini çekmiş ve üniversitenin 250 bin avroluk bir hibe programından ve Erasmus'tan çıkarılmasına neden olmuştur. Bu durum, üniversite yönetiminin siyasi pozisyonlarının kuruma somut ve olumsuz etkileri olduğunu göstermektedir.

Kampüsteki sosyal yaşama ilişkin yorumlar son derece olumsuzdur ve ideolojik bir ayrışmaya işaret etmektedir. 2025 tarihli yorumlara göre, kampüste Arapça etkinliklerin ve Filistin odaklı konuların baskın olduğu, Türk öğrencilerin kendilerini dışlanmış hissettiği bir atmosfer hakimdir. Ayrıca, Ramazan ayında yemek yiyen öğrencilerin bulunduğu alanın çarşafla kapatılması gibi uygulamalar, öğrenciler arasında bir ayrımcılık olarak algılanmış ve sosyal ortamın özgürlükçü yapısını zedelediği şeklinde yorumlanmıştır.

Üniversitenin teknolojik altyapısına ilişkin yorumlar sınırlı ve olumsuzdur. Özellikle üniversitenin resmi internet sitesinin işlevselliği konusunda sorunlar yaşandığı belirtilmiştir. 2019'da bir kullanıcının siteye girmesiyle sitenin çökmesi ve 2021'de yönetim kurulu sayfasının açılmaması gibi olaylar, teknolojik altyapıda en azından ilk yıllarda bazı eksiklikler olduğunu göstermektedir.

Üniversitenin konumu ve ulaşım olanakları hakkında farklı görüşler mevcuttur. Yorumlarda ortak olarak kampüsün şehir merkezine uzak olduğu vurgulanmaktadır. Ancak bu durumun bir sorun olup olmadığı konusunda fikir birliği yoktur. Bir yorumcu ulaşımın kolay olduğunu belirtirken, başka bir yorumcu uzaklığı okulun en büyük sorunu olarak görmektedir. Bu durum, ulaşımın kişisel beklentilere ve yaşanılan yere göre farklı deneyimlendiğini düşündürmektedir.

Uluslararası fırsatlar konusunda üniversitenin durumu zaman içinde dramatik bir şekilde değişmiştir. 2023 civarında yapılan bir yorumda 'Erasmus imkanı başladı' denilerek olumlu bir gelişmeden bahsedilirken, 2024-2025 yıllarındaki yorumlar bu durumun tam tersine döndüğünü göstermektedir. Üniversite yönetiminin siyasi açıklamaları nedeniyle Erasmus programından ve Avrupa Birliği hibelerinden çıkarıldığı iddia edilmektedir. Bu durum, başlangıçta sunulan uluslararası fırsatların, idari kararlar neticesinde kaybedildiğini ortaya koymaktadır.

Yemekhane ve yemek kalitesi hakkında çok sınırlı bilgi bulunmaktadır. Mevcut tek yoruma göre, yemekler genel olarak beğenilmektedir ve olumsuz bir durum belirtilmemiştir.

Üniversitenin barınma olanakları hakkında olumlu bir izlenim bulunmaktadır. Üniversitenin kendine ait bir yurdunun olması ve bu yurdun genel anlamda iyi olarak nitelendirilmesi, öğrenciler için önemli bir avantaj olarak görülmektedir.

Üniversitenin imajı, en çok yorum yapılan ve en sorunlu alan olarak dikkat çekmektedir. Özellikle kuruluş yıllarında (2018-2019) yapılan yorumlar, üniversitenin adını 'Zaytung haberi', 'ironik', 'yalan', 'abuk subuk' gibi ifadelerle niteleyerek alaycı ve eleştirel bir tavır sergilemiştir. 'İslam' ile 'Bilim ve Teknoloji' kavramlarının bir arada kullanılması, bir oxymoron olarak görülmüş ve üniversitenin bilimsel bir misyondan çok, ideolojik bir proje veya 'Anadolu İmam Hatip Lisesi'nin üniversite versiyonu' olduğu algısını yaratmıştır. Sonraki yıllarda bu algı, yönetimin siyasi duruşu ve kayırmacılık iddialarıyla pekişmiş ve üniversitenin imajı 'lağım çukuru' gibi çok ağır ifadelerle eleştirilmiştir. Bu durum, üniversitenin kamuoyunda ve potansiyel öğrenciler nezdinde ciddi bir güven ve itibar sorunu yaşadığını göstermektedir.

İdari personele, özellikle de rektöre yönelik hem olumlu hem de olumsuz yorumlar bulunmaktadır. Olumsuz yorumlar, 2019 yılında rektörün göreve başlamasına rağmen fiilen orada bulunmadığı ve 'bankamatik rektör' olduğu yönündeki iddiaları içermektedir. 2021'de ise rektörün aynı anda dört dekanlık görevini yürütmesi eleştirilmiştir. Buna karşılık, bir öğrencinin kütüphaneye mescit yapılması talebinin hızla karşılanması, idari personelin taleplere duyarlı olabildiğini göstermektedir. Bu zıtlıklar, idari kadronun performansının ve algısının duruma göre değiştiğini düşündürmektedir.

Verilen metinlerde, mezun olan öğrencilerin iş bulma veya kariyer geliştirme olanaklarına dair herhangi bir yoruma rastlanmamıştır. Yorumlar daha çok üniversite bünyesinde akademik kadroya girme süreçlerindeki adaletsizlik iddialarına odaklanmıştır.

Verilen metinlerde Gaziantep'teki şehir yaşamı hakkında herhangi bir yoruma rastlanmamıştır.