ANKARA BİLİM ÜNİVERSİTESİ

Adalet ve eşitlik konularında yapılan yorumlar son derece olumsuzdur ve öğrencilerin ciddi mağduriyetler yaşadığını göstermektedir. Özellikle kuralların sürekli değişmesi, öğrencilere önceden tanınan hakların (koşullu ders olmaması gibi) sonradan geri alınması ve bu yüzden öğrencilerin eğitim hayatlarının uzaması veya okulu bırakmak zorunda kalmaları gibi durumlar öne çıkmaktadır. Bir öğrencinin yaz dönemi boyunca 'aktif öğrenci' sayılmaması nedeniyle sağlık sigortasından yararlanamaması, sistemin öğrenci aleyhine işlediğinin en çarpıcı örneklerinden biridir. Bu durum, okul yönetiminin 'öğrenci yanlısı politika izlemediği' yönündeki eleştirileri güçlendirmektedir.

Akademik kadro ve eğitim kalitesi konusunda çelişkili görüşler bulunmaktadır. Bir grup öğrenci, hocaların yetersiz, egolu ve siyasi görüşlerini derslere yansıtan bir tutum içinde olduğunu belirtirken, özellikle psikoloji bölümünde temelden yoksun bir eğitim verildiğini vurgulamaktadır. Rektörün öğrencileri siyasi etkinliklere yönlendirdiği iddiası da ciddi bir eleştiri olarak öne çıkmaktadır. Diğer yandan, bazı öğrenciler ve adaylar, okulun modern öğretim yöntemlerini, genç ve yenilikçi akademik kadrosunu ve eğitim kalitesini övmüştür. Bu durum, eğitim kalitesinin bölümlere veya hocalara göre büyük farklılıklar gösterebildiğine işaret etmektedir.

Burs ve ücretler konusunda hem olumlu beklentiler hem de sert eleştiriler mevcuttur. Kuruluş yıllarında ve aday öğrenciler arasında, 'ilk tercihe burs' veya 'şanslıysanız burslu okuyabilirsiniz' gibi ifadelerle burs imkanlarına dair bir beklenti olduğu görülmektedir. Ancak, mevcut bir öğrenci tarafından yapılan yorum, mütevelli heyetinin '%300 zam yaparak eğitim ücretlerini 280 bine çıkardığını' iddia ederek, okulun fahiş fiyat politikası nedeniyle eleştirilmesine neden olmuştur. Bu durum, burs olanaklarının yüksek ücretler karşısında yetersiz kaldığı algısını yaratmaktadır.

Ders yönetimi ve planlaması konusunda ciddi ve yaygın şikayetler göze çarpmaktadır. Öğrenciler, ders programlarının sürekli ve son anda değiştirilmesinden, dersliklerin habersizce dolmasından ve boş sınıf aramak zorunda kalmalarından yakınmaktadır. Ders seçim süreçleri, kuralların (örneğin dil derslerinin saydırılması) son gün bildirilmesi ve düzensiz (irregular) öğrencilerin haklarının verilmemesi gibi konular, öğrencilerin mağduriyet yaşadığı ve hatta okulu bırakma noktasına geldiği durumlar olarak aktarılmıştır.

Kampüs güvenliği konusunda olumsuz bir yoruma rastlanmıştır. Bir öğrenci, kampüse girişlerde yeterli denetimin olmadığını ve ilgisiz kişilerin rahatça girebildiğini belirtmiştir. Bu durum, bir üniversite için önemli bir zafiyet olarak görülmektedir.

Kampüs yapısı ve fiziksel imkanlar hakkındaki yorumlar, olumlu ve olumsuz olarak keskin bir şekilde ayrışmaktadır. Olumsuz yorumlar, okul binasını 'AVM'den bozma' olarak tanımlamakta, sürekli arızalı olan yürüyen merdivenlerden ve sosyal aktivite alanlarının (müzik odası vb.) kapalı ve kullanılamaz durumda olmasından şikayet etmektedir. Okulun 'iyi bir lise görüntüsü' verdiği de belirtilmiştir. Buna karşın, bir ziyaretçi kampüsü 'muhteşem' olarak nitelendirmiş, geniş ve güzel mimarisinden övgüyle bahsetmiştir. Bu çelişki, günlük kullanımda yaşanan sorunlarla dışarıdan anlık bir ziyaret arasındaki algı farkından kaynaklanıyor olabilir. Ayrıca, okulun Bilkent'e taşınma vaadinin gerçekleşmeyip Maltepe'ye taşınması da not edilmiştir.

Verilen metinlerde kampüs içi ulaşımla (ring, servis vb.) ilgili spesifik bir yoruma rastlanmamıştır. Yalnızca bina içindeki 'yürüyen merdivenlerin sürekli tadilatta olması' şikayeti, dikey ulaşımdaki bir soruna işaret etmektedir.

Üniversite yönetimi ve bazı akademisyenlerin siyasi bir tutum sergilediğine dair ciddi iddialar bulunmaktadır. Özellikle rektörün öğrencileri iktidar partisiyle ilişkili etkinliklere katılmaya zorladığı yönündeki yorum, en dikkat çekici eleştiridir. Benzer şekilde, bazı hocaların derslerde siyasi görüşlerini empoze etmeye çalıştığı ve kendilerine aykırı görüşteki öğrencilere baskı uyguladığı da iddia edilmektedir. Bu yorumlar, üniversitenin akademik özerklik ve tarafsızlık ilkesinden uzaklaştığı algısını yaratmaktadır.

Okuldaki sosyal yaşam ve öğrenci etkinlikleri ciddi şekilde eleştirilmektedir. Öğrenciler, sosyal aktivite yapabilecekleri ortamların (müzik odası gibi) kapalı veya kilitli olmasından, kullanımının çok zor olmasından yakınmaktadır. Öğrenci topluluklarının işleyişinin keyfi olduğu ve başkanların kendi isteklerine göre hareket ettiği de belirtilmiştir. Bu durum, öğrencilerin ders dışı zamanlarını verimli geçirmelerini engelleyen bir faktör olarak öne çıkmaktadır. Tek olumlu yorum, dışarıdan bir katılımcının 'Hayal’25' organizasyonundaki misafirperverlikten memnun kalmasıdır, ancak bu, okulun genel sosyal atmosferinden çok etkinliğin başarısını yansıtmaktadır.

Teknolojik altyapı konusunda, vaatler ve gerçekler arasında bir çelişki olduğu görülmektedir. Okulun ilk yıllarında 'yeni teknoloji sınıfları ve laboratuvarı' olduğu belirtilerek olumlu bir beklenti yaratılmıştır. Ancak, daha güncel bir yorumda öğrenci, okulun internet sitesini 'tam bir felaket' olarak nitelendirmiş ve Öğrenci Bilgilendirme Sistemi'nin (ÖBS) işlevsiz, hatalı ve gereksiz bilgilerle dolu olduğunu, devamsızlık gibi temel bilgilerin bile sistemden öğrenilemediğini vurgulamıştır. Bu durum, teknolojik altyapının öğrenci ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kaldığını göstermektedir.

Üniversitenin konumu hakkında farklı değerlendirmeler mevcuttur. Bazı öğrenciler okulun 'çok merkezi bir yerde' ve 'lokasyonu iyi' olduğunu belirterek ulaşımın kolay olduğunu ifade etmiştir. Ancak, özellikle ilk kurulduğu dönemdeki konumuyla ilgili 'öğrenciler için uzun bir mesafe' olduğu yönünde eleştiriler de bulunmaktadır. Güncel Maltepe kampüsünün merkezi konumu genel olarak avantaj kabul edilse de, bazı öğrenciler için hala ideal olmayabileceği anlaşılmaktadır.

Üniversitenin '%100 İngilizce eğitim' vermesi ve uluslararası bir öğrencinin okuldan memnun olması olumlu yönler olarak dikkat çekmektedir. Dil bölümlerinin açılması yönünde bir talep de bulunmaktadır. Ancak bu olumlu tablonun karşısında, yabancı bir öğrencinin okulu 'dolandırıcı' olarak nitelendirdiği ve ön ödemesini geri alamadığını iddia ettiği çok ciddi bir suçlama da yer almaktadır. Bu durum, uluslararası öğrenciler için riskler barındırabileceğine işaret etmektedir.

Verilen metinlerde bu konu hakkında herhangi bir yoruma rastlanmamıştır.

Verilen metinlerde bu konu hakkında herhangi bir yoruma rastlanmamıştır.

Üniversitenin imajı, kuruluşundaki umut dolu beklentilerden, zamanla 'ticarethane' ve 'para tuzağı' olarak anılan bir kuruma dönüşmüştür. Öğrenciler, üniversiteyi 'rezalet bir işletme', 'sözde üniversite' ve 'merdiven altı kurum' gibi çok sert ifadelerle tanımlamaktadır. Verilen sözlerin tutulmaması, öğrencilerin cüzdan olarak görülmesi ve idari sorunların çözümsüz kalması bu olumsuz imajın temelini oluşturmaktadır. Bir öğrencinin 'yazarken bir daha düşünün gerekirse bir kez daha mezuna kalarak daha iyi bir yerde okuyun' tavsiyesi, durumun ciddiyetini özetlemektedir.

İdari personel, özellikle de öğrenci işleri birimi, yorumlarda en çok ve en sert eleştirilen konu başlığıdır. Öğrenciler, öğrenci işlerine ulaşmanın neredeyse imkansız olduğundan, telefonların dakikalarca açılmadığından ve ulaşıldığında dahi sorunların çözülmeyip başka birimlere yönlendirme yapıldığından şikayetçidir. 'İlgi alaka sıfır', 'aşırı sorumsuz' ve 'muhatap bulamama' gibi ifadeler, personelin tutumunu özetlemektedir. Muhasebe biriminin telefonları hemen açarken öğrenci işlerinin açmaması, önceliğin nerede olduğuna dair manidar bir karşılaştırma olarak sunulmuştur. Bu durum, okulun genel işleyişindeki en büyük problemlerden biri olarak görülmektedir.

İş ve kariyer olanakları, özellikle de staj imkanları, üniversitenin en çok eleştirilen ve öğrencileri en fazla hayal kırıklığına uğratan konuların başında gelmektedir. Yorumlar, okulun web sitesinde ve hocalar tarafından yıl boyunca teyit edilen 'kurumlarla staj anlaşması' vaadinin, staj dönemi geldiğinde 'böyle bir anlaşma yokmuş' denilerek inkar edildiğini ortaya koymaktadır. Kendi imkanlarıyla staj yeri arayan öğrencilerin ise başvurdukları şirketlerden 'okulumuzu tanımadıkları gerekçesiyle' red cevabı alması, üniversitenin sektördeki tanınırlığının ve prestijinin ne kadar düşük olduğunu göstermektedir. Bu durum, okulun mezunlarına kariyer hayatlarında bir avantaj sağlamadığı, aksine bir engel teşkil edebileceği endişesini doğurmaktadır.

Üniversitenin Ankara'nın merkezi bir konumunda yer alması, genel olarak olumlu bir özellik olarak görülmektedir. Yorumlarda 'Ankara'nın merkezinde' ve 'konum olarak çok merkezi' gibi ifadelerle bu avantaja dikkat çekilmiştir. Bu durum, öğrencilerin şehir hayatına entegrasyonu açısından bir kolaylık sağlamaktadır.